Amel defteri nasıl açık kalır?

Amel defteri nasıl açık kalır?

TUĞBA KAPLAN

30 Ocak 2015, Cuma

Ömür sermayesi bitince, insanın bu dünyadaki sevap ve günahlarının yazıldığı amel defteri de kapanır. Ancak bazı hayırlı işlerin sevabı insan ölse de defterine yazılmaya devam eder. İşte amel defterini açık bırakan ameller…

Emr-i hak vaki olup, ömür sermayesi bitince, insanın dünya hayatındaki kapısı çalınır. Bu dünya hayatının son bulduğunu, ebedi olan ahiret hayatının başladığını bildiren ölümdür gelen. İnsanın bedenen ölümüyle beraber, dünyadaki amelleri, yaptığı iyi şeyler, hayırlı amelleri, kazandığı sevapları ve günahları da sona erer. Yani, insan öldüğünde sevaplarının yazıldığı amel defteri kapanır. Ancak İlâhî hikmetin bir sonucu olarak bazı işlerin sevabı, bazı işlerin günahı ölümden sonra da devam eder. Bazı ameller var ki, bunu yapan kişiler ölmesine rağmen, defterleri kapanmaz, sevaplar yazılmaya devam eder.

Nebiler Serveri (sallallâhu aleyhi ve sellem), Müslim’in Ebu Hureyre’den (ra)  rivayet ettiği bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.” (Müslim, Vasiyyet, 14. Ayrıca bkz. Ebu Dâvûd, Vasâya, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36; Nesâî, Vasâyâ, 8.)

Sadaka-i cariye (Hayrı devam eden iyilik)

Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Soysaldı, hadiste bahsi geçen amel defterini kapatmayan amelleri tek tek anlatıyor. Öncelikle sadaka-i cariyenin nasıl bir amel olduğunu bilmekte fayda var. Sadaka-i cariye, hayrı devam eden iyiliktir. Herkesin faydalandığı ve varlığı devam ettiği sürece, sevabı da devam eden hayırlardır. Bütün insanların faydalanması için kişinin bu dünyada Allah rızası için yaptırdığı çeşme, cami, okul, yurt, ağaç dikilmiş yeşil alan gibi her türlü hayır müessesesi sadaka-i cariye olarak nitelendiriliyor. Mehmet Soysaldı, “Eğer bu dünyada Allah’ın bize vermiş olduğu fani nimetleri bakiye çevirmek istiyorsak, sahip olduğumuz servetle Allah rızası için bütün insanların faydalanacağı hayır müesseseleri kurmalıyız ki, amel defterimiz biz öldükten sonra da kapanmasın.” diyor.

Fayda veren ilim

Herkesin okul, yurt, cami yaptıracak gücü olmayabilir. Bu noktada sevabı devamlı olan ikinci sâlih amel devreye giriyor. İnsanın ömür sermayesi bitip de ölmesine rağmen amel defterinin kapanmayıp sevaplarının yazılmasına vesile olan diğer bir salih amel de faydalanılan ilimdir. Soysaldı’ya göre öğrenilen ilmin neşredilmesi, kitap yazıp yayımlama şeklinde olabileceği gibi, öğrenilen bilgileri başkalarına öğretme yoluyla da olabilir. Yani kişinin yetiştirdiği öğrenci de bu bağlamda düşünülebilir. Zira Efendimiz (sas), “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” buyuruyor. Her kim olursa olsun, öğrendiği faydalı bir ilmi, elde ettiği bilgiyi başkalarına öğretmesi en büyük hayırlardan biri. Bunun çeşitli yolları ve şekilleri var. Kitap yazmak ve yayınlamak, günümüzün modern imkânlarından faydalanarak bu kitapları dijital hale getirip yaymak. Bu ilim ve bilimlerin anlatılacağı faydalı televizyon programları yapmak. Bunların muhafaza edildiği ilmî araştırma merkezleri kurmak, konferanslar ve seminerler vermek. Çaresi olmayan bir hastalığa çare, şifa olabilecek bir ilaç bulan bir doktor, öğrencilerinin faydalı bir insan olarak yetişmesi için gayret gösteren öğretmen, ülkesinin mutluluğu ve huzuru için, doğru karar ve tatbikatlarla hizmet eden bir başbakan, milletvekili, belediye başkanı da mutlaka salih amel işlemiş olur. Hulasa-i kelam, ilmini ve bilgisini kendisinden sonraki nesillere bir şekilde aktarmak, kişinin amel defterinin kapanmamasına ve sevabının devamlı olmasına vesile teşkil eder. Tabiî ki bu ilim ve bilgilerin faydalı ve hayırlı olması önemli. Çünkü zararlı bilgiler zararlı insanlardan daha kalıcı. İnsan ölüp gitse de, zararlı fikirleri gelecek nesilleri zehirlemeye devam eder. Bunun da sahibi için sürekli bir vebal olacağı açık.

Anne-babasına dua eden salih evlat

İnsanın ölümünden sonra sevabını devamlı kılacak olan üçüncü amel, arkasında kendisine dua edecek sâlih evlat bırakması. Sâlih evlatla kastedilen Müslüman evlat. Anne ve babaların, çocukların iyi yetişmelerinde sorumlu olan ilk kişiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Soysaldı, “Çocuklarımız bize Allah’ın bir emaneti. Onların bize Allah’ın bir emaneti olduğunu bilerek Allah’ını bilen, peygamberini tanıyan, dinini öğrenip hayatında uygulayan dindar kişiler olarak yetiştirmeye çalışmalıyız.” diyor. Ona göre, insan kendi neslinden dünyaya gelen kız olsun erkek olsun evladını Allah’ın razı olacağı şekilde eğitip yetiştirirse ve geride kalan bu evladı, anne-babasının arkasından dua ederse o anne-babanın da amel defteri kapanmaz. O kişi ölüp bu dünyadan göçmesine rağmen, sevaplar defterine yazılmaya devam eder.

Osmanlı’da salih amel müessesi

İslâm tarihi boyunca, Orta Asya’dan Atlas Okyanusu’na kadar her tarafta camiler, kervansaraylar, medreseler, tekkeler, mektepler, köprüler, yollar, hastaneler, imâretler gibi pekçok hayırlar yapılarak vakfedildi. İnsanlar kendilerinden sonra sevap getiren eserler bırakabilmek için âdetâ hayırda yarıştı. Vakıflar, en büyük gelişmeyi Osmanlılar zamânında gösterdi. Namazgâh, kütüphâne, ok ve güreş meydanları, esir ve köle âzâd etmek, fakirlere yakacak temin etmek, hizmetçilerin efendileri tarafından azarlanmaması için kırdıkları kâse ve kapların yerine yenilerini almak, gâzilere at yetiştirmek. Ağaç dikmek, borçtan hapse girenlerin borcunu ödemek, dağlara geçitler kurmak, öksüz kızlara çeyiz hazırlamak, borçluların borçlarını ödemek, dul kadınlara, yetimlere ve muhtaçlara yardım etmek, çocukları yuvaları, mektep çocuklarına gıdâ ve yiyecek yardımı, fakirlerin ve kimsesizlerin cenazesini kaldırmak. Bayramlarda çocukları ve kimsesizleri sevindirmek, kalelere, istihkâmlara veya donanmaya yardımda bulunmak, kış aylarında kuşların beslenmesi, hasta ve garip leyleklerin bakımı ve tedavisi gibi pek çok maksatla vakıflar kurulmuş. Ve bu vakıfların Cenab-ı Hakk’ın katında makbul olacağı ve amel defterini açık tutacağına inanıldı.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>