Koca bir çınarı ‘Çınar’ anlatıyor

Koca bir çınarı 'Çınar' anlatıyor

VAROL YAŞAROĞLU

TUĞBA KAPLAN

26 Ekim 2013, Cumartesi

Osmanlı Devleti’nin dizi ve filmlerde ne kadar tarafsız anlatıldığı sürekli tartışılıyor. Kocakafalar ve Fırıldak Ailesi’nin mimarı Varol Yaşaroğlu’nun animasyon çizimleriyle, TRT Çocuk’ta ekrana gelen ‘Çınar’ hem çocuklara hem büyüklere tarihi olduğu gibi anlatmayı vaadediyor.

600 yıllık geçmişi olan Osmanlı’yı animasyon çizgi filmle anlatmak kolay değil. Fikir nasıl çıktı?

TRT Çocuk ile birlikte geliştirdiğimiz bir fikir bu. Belki daha önce birileri düşünmüştür. Çünkü bugüne kadar tarihi hep sıkıcı ders kitaplarından öğrendik. Yeni nesil artık daha hızlı hareket ediyor. Onlara bir şeyleri anlatırken daha görsel olmak durumundayız. Ben bile bu yaşımda bunu istiyorum. Sade, yalın ve görsellikle anlatılanlar hoşuma gidiyor. Tarihin de böyle anlatılması gerekiyor. Yeni nesle ‘şunu oku, bu tarihi ezberle’ demekle tarih öğrenilmez.

Çınar, çocukların çizgi kahramanı olabilecek mi?

Amacımız bu ama izleyici karar verecek. Şimdilik özdeşleşme olayının gerçekleştiğini düşünüyoruz. Çınar’ın çocukların gözünde bir kahramana dönüşmesini istiyoruz. Tarihi sevdirebilirsek o yeter bize. Didaktik bir kurgusu yok. Arka planda eğlenirken öğrenmeyi uygulamak istiyoruz. İzleyen çocuk işin içinde macerayı görecek. İlk bölümlerden sonra macera duygusunu daha çok hissedecek. Bir de savaşlar zaten yıllardır tarihleriyle ezberletiliyor. Bu savaşlar yaşanırken, ‘Arka planda neler olmuş? O dönemin çocuğu ne yapmış?’ Biz biraz daha buna odaklanıyoruz.

 

Çocuklar kadar büyükleri de etkisine alacağını iddia ediyor musunuz?

Çocuklar Çınar’ı izlerken kendilerini daha çok maceraya kaptırıp, belki de farkında olmadan birçok tarihsel bilgiyi edinmiş olacak. Tarihi, çizgi film olarak izlemenin ve öğrenmenin ne kadar eğlenceli bir şey olduğunu gören büyükler ise kendilerini, ‘keşke bizim küçüklüğümüzde de böyle olsaydı’ demekten alıkoyamayacak. Çocuklar, Çınar ile özdeşleşerek kendilerini Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren tüm dönemlerine ışınlayıp, maceradan maceraya koşabilecek. Çınar ile büyüklerin, çocuklarıyla izleyebileceği ve tarihsel bilgilerini tazeleyebilecekleri bir görsellik sunuyoruz.

Tarihî olaylara danışmanlık eden biri var mı yoksa siz kendiniz okuyup ona göre mi karar veriyorsunuz hangi bölümde ne olacağına?

Var tabii ki. Bu konuda oldukça dikkatli olmak durumundayız. Tarihsel olarak yanlış yapmak istemiyoruz. Bu konuda iki danışmanımız var. Biri öğretmen, diğeri de dil tarih mezunu bir araştırmacı. Olayların yanı sıra o dönemde mekânlar, kostümler nasıldı, ona dikkat ediyoruz. Bir de Çınar’da kuruluştan yükselmeye kadar her dönem işleniyor. Doğal olarak bu değişiklikler kostüm ve mekâna da doğru bir şekilde yansımalı.

Ne kadar devam edeceğine dair bir planınız var mı?

Biz 26 bölüm çektik. Reytingler başlangıca göre çok iyi. Yayında kalması izleyiciye ve kanala bağlı elbette. Devam denildiği sürece projeyi sürdürmek istiyoruz.

Büyüklere tarihi anlatan yapımları yeterli ve gerçekçi buluyor musunuz peki?

Açıkçası ekranlarda son yıllarda gündeme gelen yapımlar daha çok entrika, ihanet, harem üçgeninde geçtiği için Osmanlı’nın hiç mi işi gücü yokmuş demeden edemiyor insan. Diziler ne kadar Osmanlı ve tarihi yansıtıyor ki? Görüyorsunuz sürekli bir tartışma hali ve gerçeklikten hayli uzak.

Fırıldak Ailesi artık Youtube’da

Büyüklerin animasyonu ‘Fırıldak Ailesi’ artık Youtube’dan yayın yapıyor. Neden özel bir kanalda, TRT’de değil de Youtube’dan izlenmesine karar verdiniz?

Kanalla 13 bölümlük anlaşma yapmıştık. Bizim gibi yapımlar ana kanallar için marjinal kalıyor ve kanallar mümkün mertebe bu tür yapımlara kapısını açmaya çalışıyor. Fakat biz 13 bölüm sonunda internetten doğmuş sonra TV’ye yönelse de aklı hâlâ internette olan bir ekiptik. 2000’lerde en çok izlenen siteydik. Tabii o zaman Facebook, Twitter yoktu. Youtube yeni yeni çıkıyordu. Düşünsenize 10 milyon kişinin izlediği videolarımız var. Bütün bunları göz önünde bulundurunca internete dönmek kaçınılmaz oldu.

Fırıldak Ailesi, TV’de olmadığı için çok da endişeli değilsiniz o zaman…

Fırıldak Ailesi’nin izlenmesini ve devamını getirmeyi çok istiyoruz. ‘TV’de izleyecek bir şey bulamıyoruz.’ diyor çoğu insan. Bu beni harekete geçiriyor. Fırıldak Ailesi gibi marjinal projelerin internette yaşaması çok daha kolay. Anlatmak isteğimiz hikâyeleri daha kolay veriyoruz. İlk kez animasyon bir dizi internette yayınlanıyor. Bu yönüyle öncü bir çalışma. TV’deki gibi sosyal medyadan fragmanları, yayın gününü duyuruyoruz. Grafi2000 TV şu anda internetten reklam alan, Cook Plus’ın sponsor olduğu resmi bir kanal. Yakın zamanda bizim gibi internet kanallarının artacağını, bunun büyüyeceğini düşünüyorum.

‘Dünya dursa da onlar döner’ diyorsunuz. Yaşadıkları ilginç olaylar izlenmesinde çok etkili gibi. Gerçek hayatta da böyle aile prototipi olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Mesela anneanne karakteri, bizim bildiğimiz klasik anneanne tipi, baba, bildiğimiz Türk erkeği. Biz bu tipleri olağanüstü olaylarla karşılaştırıyoruz. Yani sıradan bir ailenin olağanüstü hikâyeleri… Gerçekten değişik açılımlara sebep olacak bir aile olduğunu düşündüğümüz için o ismi verdik. Mesela bir bölümde Yıldız Savaşları’na katıldılar. Bu onlar için sıradan bir hadise. Her duruma uyum sağlayıp, yadırgamıyorlar. İsterlerse Survivor’a da katılıyorlar.

Animasyon film konusunda basiretimiz bağlandı

Animasyon denince akla ilk gelen isim diye söz ediliyor sizden. Memnun musunuz bu söylemden?

Animasyon denince akla gelmek, bizim yaptığımız işlerin farkındalık oluşturmasıyla ilgili. Şu anda animasyon şirketleri var ama biz ilktik. Mesela Kocakafalar’ın dünyanın hiçbir yerinde daha önce örneği yoktu. Belki şimdi yapılıyordur. 2003-2004’te insanlar daha mail atmayı bilemezken, biz Grafi2000 programında canlı oyuncularla internette tasarladığımız animasyonlarla bir iş çıkardık. Mesela Çınar’ın görselliğinde dünyada başka bir iş daha yok. Daha gerçekçi çizimlerin olduğu işler vardır elbette ama Çınar’ın her karesi ayrı bir çizgi roman havasında, tablo gibi. Yapay değil, gerçek hissi veriyor. Yeni ve orijinal bir şeyler yapmak için kendimizle yarışıyoruz. Bu yüzden animasyon denince akla biz geliyoruz.

Kocakafalar’ı yakında başka bir proje içinde görecek miyiz?

Şu anda Kanal D’nin ana haberi öncesinde yedi  dakikalık bir ‘baba haber bülteni’ sunmaya devam ediyorlar. Haber öncesinde haberciler, önceki programın çok iyi olmasını ister. Buna, izleyiciyi habere taşımak denir. Dışarıdan bakanlar ‘ana haber bülteni zaten izlenecek, bu koca kafalar haberden prim yapıyor’ diye düşünebilir. Öyle olsa kısa bir programı kimse barındırmaz.

Animasyon film çekmeyi düşünüyor musunuz?

Fikrimiz var ama bizim bu konuda basiretimiz bağlandı galiba. Yaptığımız işlerde heyecanı hiç kaybetmeden sonuna kadar devam ediyoruz. Fakat sinema olayında korkudan kaynaklı bir engel oldu. Çok fazla senaryo seçeneği var, kafamız karıştı. Çok iyi bir şeyler çıkarmak için bekleme sürecindeyiz.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>