Şaka gibi inanıyor, şaka gibi yaşıyoruz

Şaka gibi inanıyor, şaka gibi yaşıyoruz

FATİH KOYUNOĞLU

TUĞBA KAPLAN

7 Şubat 2015, Cumartesi

Geçen sezon 9 ödülle yılın en çok ödül alan oyunu olan Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’nda rol almıştı Fatih Koyunoğlu. Bu sezon sahnelenen 5. Frank’ın da oyuncusu ve yönetmeni. Koyunoğlu ile Tiyatroadam’ı nasıl kurduklarını ve neden suya sabuna dokunan oyunlar oynadıklarını konuştuk.

2007’den beri tiyatroadam farklı oyunlar oynuyor. Ama daha çok Arturo Ui denince akla geliyor gibi. Bu oyunu diğerlerinden farklı kılan ne?

Farklı kılan, arkasındaki başarılı reji. Ama her oyun ekibi bu rejiye ayak uyduramayabilirdi. Yönetmeni Ümit Aydoğdu projeyi bize anlattığında, gözümüz korkmadı değil. 8 oyuncu 36 farklı rol oynayacak. Her sahnede Arturo karakteri değişecek, oyunun müziklerini akapella (insan sesiyle müzik) yapacaksınız, dekor, kostüm değiştireceksiniz ve soluksuz hiç sahneden çıkmadan sonuna kadar gideceksiniz.

8 oyuncu 36 farklı karakter. Anlaması güç, ya oynaması?..

Aynı rolü sizden başka 7 kişi daha oynayacağı için beraber oynamanız gerekir. O yüzden prototipler ve rolün belli başlı özellikleri üzerinden ortak bir çalışma yapıldı. ‘Yapamıyoruz’ dediğimiz zamanlar oldu. Ama 100 oyunu devireceğiz. İnsanlar, hep aldığı ödülleri konuşuyor. Şüphesiz bizim de gururumuzu okşadı. Ama bir oyuncunun en büyük ödülü, nitelikli oyunların dolu dolu salonlarda defalarca oynanması.

Dolu dolu salonlar pek mümkün olmuyor sanki…

Devlet Tiyatroları’nda salonlar zaten belli. Ama özel tiyatroda evinizi sürekli sırtınızda dolaştırmak zorundasınız. Kendi salonunuz olmadığında, hele de özel tiyatroysanız ve sponsorunuz yoksa bu ülkede ‘Tiyatro yapacağım’ demek çok kolay bir şey değil.

Özel tiyatro ve Devlet Tiyatrosu’nda oynamanın şüphesiz avantaj- dezavantajları var…

Devlet Tiyatroları’nda bir distribüsyon asılıyor. Hiç inanmadığınız bir tekstle, hiç inanmadığınız kişilerle ve rejiyle birlikte oynamak zorunda kalıyorsunuz. Dünyanın en zor şeyi inanmadan çalışmak olsa gerek. Tabii orada nitelikli oyunlar oluyor ve gidip izliyoruz. Ama orada görev insanısınız. Özel tiyatroda, en azından bizde oyunları beraber konuşuyor, olumlu olumsuz yönlerini tartışıyoruz. Afişine kadar biz ilgileniyoruz.

Her kafadan ses çıkıyor yani…

Her kafadan bir ses çıkması güzel bir şeymiş, biz de bunu öğrendik. Genelde içimize sinen ortak bir akıl çıkıyor. Tiyatroadam’ın bana en büyük katkısı, tartışmayı öğretmesi oldu. Kuruluşundan bugüne kadar hep suya sabuna dokunan oyunlar yapıyoruz.

Fazla suya sabuna dokunuyor sanki…

Temizlik güzeldir. Su, sabun güzeldir. (Gülüyor) Ama bu suya sabuna dokunma hali zaman içinde kendiliğinden gelişti. Bu tiyatronun, paylaşmaya araç olmasını istedik. Sadece bireysel yeteneklerimizi parlatmanın aracı değil de, dert anlatma aracı olmasına dikkat ettik. Bu anlamda bu topraklara ait olan ortak dertleri, tepeden bakmadan, seyirciyle beraber aynı hizadan paylaşmanın yoluna gittik. Bunu da hep mizahla anlatmayı seçtik. Hep beraber eğlenelim istedik. Çünkü “Hayatta en güzel eğlenme, öğrenmenin eğlencesidir.” diyor Bertolt Brecht.

Bazı tiyatrolarda izleyicinin kafası karışırsa iyi oyundur algısı hâkim…

Oyunlara yaklaşım kriterimiz anne-babamız, eş-dostumuzun anlaması. Sanki “Sanat ne kadar anlaşılmazsa, o kadar sanat” gibi bir anlayış var. Oysa doğanın kendisi kadar daha güzel ve anlaşılır bir sanat yoktur. Hepimizin yaptığı bunun basit bir taklidi olabilir. Etrafta bu kadar güzel bir sanat varken, sanat icra edenlerin de “Ne kadar anlaşılmaz sanat, o kadar büyük sanat” ukalalığına düşmemesi gerekir. Muhsin Ertuğrul “Hakiki sanatı herkes anlar.” diyor. Biz de oradan gitmeye çalışıyoruz.

5. Frank oyunu, her perşembe Afife Jale Tiyatro Sahnesi’nde.

Bazen diktatör, gaddar bir patron ya da babadır

Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışında Brecht, Ui karakteriyle Hitler’i anlatıyor aslında…

Sanatın, tiyatronun iktidarla hep bir problemi olmuş. Shakespeare döneminde de olmuş, şimdi de oluyor. Olmalıdır da. Bu metinler ilk tokadı biz oyuncuların yüzüne atıyor. Hitler üzerinden bir diktatör hikâyesinden bahsediliyorsa, bu hep bir siyasi kahraman olacak değildir. Bazen diktatör, gaddar bir patrondur. Bazen gaddar bir aile babasıdır. Bazen sizsinizdir. Bu yazarlar önce bize öğretiyor. “Bak bu sorunları halletmezsek, hepimiz için iyi olmayabilir.” diye ikaz ediyorlar. Bu yazarların biri 60, diğeri 50 yıl önce yazmış oyunları. Bugün hâlâ aynı şeyleri yaşıyor olmamız şaşırtmıyor.

Oyunlarda toplumların en çok ihtiyaç duyduğu güvenlik ve adalet kurumlarının içlerinin boşaltılmasına dair göndermeler var. Arturo Ui’de ağzında para tomarıyla konuşan hâkim, 5. Frank’ta ölünün ardından selfie yapma anı. Bu göndermeler bilinçli mi?

Ekibin dinamizmiyle tartışarak ortaya çıkan şeyler. Çünkü yaşadığımız birçok şey şaka gibi oluyor. Bir olayda 100 küsur kişi ölmüş oluyor ve ölümler devam ediyor ama biz hâlâ terörü lanetliyoruz. ‘Sorumluları er geç bulunacak’ diyoruz. Sonra şaka gibi bir cenaze namazı ve ertesi gün yine aynı şeyler. Özellikle Friedrich Dürrenmatt bunlarla dalga geçiyor. “Şaka gibi yapıyorsunuz her şeyi.” diyor. Öyle gerçekten. Şaka gibi yaşıyor, şaka gibi inanıyoruz. Ama meydana gelen olaylarda ölenler gerçek. Biz şaka gibi görüyoruz.

Sahnede hâlâ ‘Ayşe, Ahmet’ diye hitap etme kompleksi var

Eski oyunları oynadığınız için demode olmakla eleştiriliyor musunuz?

Bu kadar güncel bir oyunu oynamakla övülmeyi, ödül almayı değil de, 60 yıl önce yazılmış demode bir oyunu oynamakla suçlanmayı yeğlerdik. Bu hem iyi sanatçının yaşlansa bile ihtiyarlamaması hem de insanlığın durduğu yerde saymasıyla alâkalı.

 Bugün yazılan yeni oyunları nasıl buluyorsunuz?

Bugün yazılan oyunlarda hâlâ buralı olmama çabası var. Buranın hikâyesini sanki başka bir yerliymişiz gibi anlatma handikabı var. Sahnede hâlâ birbirimize “Ayşe, Ahmet, Mehmet” diye hitap etme kompleksimiz var. O yüzden metinler hâlâ “Bay X, Bayan Y, melon şapkalı, şişman, öteki kadın” gibi tanımlamalarla yazılıyor. Hep ‘Elâlem yapıyor’ diyoruz. Hep bir yergi, aşağılık kompleksi.

Eşimle önce tiyatroyu, sonra evimizi kurduk

Diğer oyuncuların hakkını verelim ama her iki oyunda da eşiniz Ayça Koyunoğlu’nun oyunculuğu dikkat çekiyor. 5. Frank’ta rejiyi siz yaptığınız için ‘Ayça bu rolü iyi oynar’ dediniz mi?

Her yönetmen yapmaz ama ben yeni katılan oyunculara bile bir cast yaptırdım, isimlerini yazmadan. Ayça, orada da birinci cast çıkmıştı. Herkesin yaptığı casttan bir liste çıkardım ve benimkilerle harmanlayıp yeni bir cast oluşturduk. Zaten Tiyatroadam’da kimin hangi rolü oynayacağı çok da önemli bir tartışma konusu değil.

Aynı evi hayatı paylaştığınız insanla, sahneyi de paylaşıyorsunuz…

Valla o biraz değişik oluyor. Biz önce tiyatroyu, sonra yuvamızı kurduk. Tiyatroyu kuralı sekiz yıl oldu. 5 yıldır da evliyiz. Avantajları çok. Bir kere herkesle böyle maceralı bir hayat yaşayamazsınız. Emek vereceksiniz, maddi karşılığı bazen hiçbir şey olacak. Bu delilik herkesle yapılacak bir şey değil. Bazen hiç aynı düşünmediğimiz, tiyatronun içinde çok tartıştığımız da oluyor. Ama ev başka bir şey. Biz onu güzel ayarladık. Tiyatronun kurucu ekibiyle zaten bir aile gibiyiz. Eğer öyle olmasaydı, bizim aile ilişkimiz, eş ilişkimiz de bu kadar sağlıklı yürümeyebilirdi.

Tiyatro öncesinde başka bir işle uğraştınız mı?

5 sene iktisat okudum ama üniversitenin tiyatro topluluğu yönetmeniydim. Bir 5 sene daha okusam bitmezdi. O kadar kötüydü iktisat hayatım. Ekonomiden hiç anlamadım. Okulda hocam, ‘Senden iktisatçı olmayacak, biliyorsun değil mi?’ dedi. ‘Hocam hiç belli olmaz, belki bir gün çok iyi bir ekonomi profesörünü oynayabilirim’ dedim. Yani benden her şey olur. Tiyatro öyle bir meslek. Başbakan da olurum, soytarı da (gülüyor).

Oynadığınız dizideki rolünüz bitti. Yeni bir dizi var mı?

Bir televizyon dizisi, Serdar Akar çekiyor. 3 bölüm çektik, Kara Kutu adı. Pana Film yapımcılığını üstleniyor. Behzat Ç’nin senaristi olan isim yazıyor. Alışık olduğum dizilerden ve rollerden farklı olduğu için heyecan verici.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>