Savaşın bağrında açan ilahi grubu

Savaşın bağrında açan ilahi grubu

TUĞBA KAPLAN – İSTANBUL

19 Temmuz 2013, Cuma

Hep hüzünle yad ettiğimiz bir ülke Bosna. Onlar acılarını unutmadan hayata devam etmeyi başaran bir millet. Bosnalı kız öğrencilerden oluşan Kevser ilahi grubu, bunun küçük bir timsali. Ramazan etkinlikleri için İstanbul’u ziyaret eden grupla konser öncesi  bir araya geldik.

Bosna Savaşı’nın gölgesinde, 1994’te Zenitsa’da kadınlar tarafından kurulur Kevser Teşkilatı. İslamî, dinî ve ahlakî değerler doğrultusunda kadınları ve genç kızları eğitmektir amaç. Zenitsa’da savaşın etkisi diğer şehirlerdeki kadar çok hissedilmediği için bu şehir tercih edilir. Ama daha sonra savaşın yaralarını sarmak için Saraybosna’ya geçerler. Zaman içinde medya ağırlıklı rotalarını belirleyip radyo, televizyon kanalı ve aylık derginin yanı sıra bir de ilahi grubu kurulur. 30 üniversiteli ve liseli genç kızdan oluşuyor grup. Gruptakilerin tek işi elbette ülke ülke gezip ilahilerle insanların gönül dünyalarına hitap etmek değil. Onların her biri aynı zamanda ileride öğretmen, gazeteci, doktor olacak öğrenciler.  Hallerinden hayli memnun görünüyorlar. Öyle ki, söyledikleri ilahilerle insanların gönül dünyalarına hitap ederken, aynı zamanda dünyanın pek çok yerini, farklı insan ve kültürleri tanımanın mutluluğunu yaşadıklarını söylüyorlar.

Türk halkına saygımdan sadece Türkiye’de sahneye çıkıyorum

Ramazan etkinlikleri kapsamında geçtiğimiz hafta İstanbul’a gelen, konser öncesi görüştüğümüz grubun solisti, aynı zamanda sanat yönetmeni Amila Çengiç, Balkanlar’ın ünlü ses sanatçılarından biri. 1996’da Eurovision’da Bosna Hersek’i temsil eder. Müslüman olduğu halde çalıştığı ortam dinini istediği şekilde yaşamasına izin vermez. İslami yaşam tarzını benimser ve sahneyi bırakır. Daha sonra Kevser ilahi grubunun etkinliklerine eğitici statüsüyle katkıda bulunmaya başlar. Aynı zamanda müzik akademisinde profesör olarak çalışan Çengiç, vokalist kızların ses eğitmenliğini yapar. İslami hassasiyetlerinden dolayı aslında hiç sahneye çıkmıyor. Sadece Türkiye’ye geldiklerinde Türk halkına duyduğu saygıdan dolayı konserin sonunda Aliya İzzetbegoviç’i anlatan eseri söylüyor. Türkiye, adeta onun ikinci vatanı. Çengiç, mübarek Ramazan ayını Türkiye’de geçirdikleri için de son derece mutlu.

Kevser ilahi grubu İstanbul’a geldiği gün Srebrenitsa Katliamı’nın yıldönümüydü. Konserlerde katliamı anıp anmadıklarını soruyoruz. Çengiç, bir an o yıllara gidiyor: “Hayatımın hem en acı hem de en mutlu günleriydi. 1993’te ülkenin en zor zamanlarında bebeğim oldu. Bütün savaş boyunca Bosna’daydım. Maddi manevi çok kayıp yaşadım. Ama o günlerde insanlık özüne dönmüştü. Çok küçük şeylerden mutlu olup birbirimize değer veriyorduk. Yardıma koşuyorduk. Bosna halkı olarak kenetlenmiştik ve dünya umurumuzda değildi. Sanırım şimdi o kaybedildi, en çok bunu özlüyorum.”

Katliamı anlatan eserleri de söylediklerini belirten Amila Çengiç, aslında grup olarak hiç şarkı söylemediklerine dikkat çekiyor. Fakat katliamı anlatan eserlere şarkı gözüyle bakılmadığı, acıyı, kederi ve hüznü yansıttığı için konserlerinde katliama dair vatan-millet duygusunu anlatan iki eser söylediklerini anlatıyor. Bunlardan biri Aliya, diğeri ise savaş zamanında marş olarak yazılan sonra Avrupalı güçler tarafından değiştirilen milli marşları. İslami yaşantıyı benimsedikten sonra gerçekte ait olduğu yere geri döndüğünü söylüyor solist Çengiç. “Ses sanatçısıyken de oraya ait değildim. Kendimi orada hiçbir zaman mutlu hissetmiyordum. Kıyafet, makyaj, saç ve sahneyle alâkalı ne varsa hepsinden nefret ederdim. Benim için önemli olan sadece elime mikrofonu alıp şarkı söylemekti.” sözleri neden sahneyi bıraktığını anlamaya yetiyor.

“Amacımız Bosna Savaşı’ndaki beraberliği unutturmamak”

Maide İçanüç; pedagog, mühendis, psikolog, gazeteci ve din bilimci kadınlardan oluşan Kevser Teşkilatı’nın kurucularından. Türkiye dışında Hırvatistan, İran ve Avustralya gibi daha birçok ülkede faaliyetlerde bulunuyorlar. Grubun talebe göre Türkçe, İngilizce ve Arapça ilahiler söylediğini belirtiyor:  “Grup gittiğimiz yerlerde en çok sevilen ya da popüler olan ilahileri seslendiriyor. Mesela Türkiye’ye gelince ‘Demedim mi, Sordum Sarı Çiçeğe ve Gel Gör Beni’ ilahilerini söylemeden gitmiyorlar.”

İçanüç, ilahi grubunun yanı sıra her yıl düzenledikleri Fatımatü’z-Zehra etkinliğinden de bahsediyor. Bosna’da her yıl mayıs ayında yapılan etkinliğe dünyanın birçok ülkesinden binlerce isim geliyor. İçanüç, “Tek amacımız bir kadın teşkilatı olarak kadınlara en iyi örnek olan Hazreti Fatımatü’z-Zehra’yı anmak.” diyor. İçanüç, teşkilatın bir diğer amacının ise Bosna Savaşı zamanında gösterilen, kahramanlık, birlik ve beraberlik örneğini unutmamak ve unutturmamak olduğunu vurguluyor.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>