Uzun Yaşamak İçin Özel Bir Çaba Sarf Etmedim, Allah’ın İnayeti

123 yaşındaki Kahramanmaraşlı Mehmet Tatar, 12 çocuk, 100’den fazla torun sahibi. Biz onu önce Türkiye’nin en uzun yaşayan ismine aday olarak tanıdık. Daha sonra bir şeker firmasının bayram için hazırlattığı reklam filminde oynamasıyla adını duymayan kalmadı. İsmet İnönü’den Menderes’e kadar birçok liderin zamanını hatırlayan Tatar, adeta yaşayan bir tarih. “Menderes’i rahmetle anmazsam içim rahat etmez.” diyor.

TUĞBA KAPLAN – 26 Ağustos 2012

Her bayramın klasiğidir, bayramda çocuğunu bekleyen anne-babaların görüntüsünün geldiği şeker reklamları. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda da aynı içerikte bir reklamı haftalar öncesinde izleyip bilboardlarda gördük. Ama bu reklam diğerlerinden farklıydı. Türkiye’nin en uzun yaşayan ismi olmaya aday 123 yaşındaki Mehmet Tatar, reklamda torunları ve çocuklarıyla beraber oynadı. Onun için “Bayram demek gerçekten aile demekti.” Kısa sürede herkesin sevgisini kazanan Mehmet Tatar’ı çoğu insan gibi biz de merak ettik. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu beldesinde yaşayan 67 yaşındaki oğlu Musa Tatar’la beraber kaldığı eve gittik.

9’u erkek, 3’ü kız hepsi aynı anneden olan 12 çocuğu ve 100’den fazla da torunu var Mehmet Tatar’ın. Yüzden fazla diyoruz çünkü kimse tam sayıyı öğrenmek için uğraşmamış. Bir bayram günü olduğu için geleni gideni, el öpeni bitmiyor. 29 yaşındaki Leyla Tatar’a kaçıncı torun olduğunu soruyoruz. Mehmet dede, nasıl kaç torunu olduğunu bilmiyorsa, torunları da kaçıncı torun olduklarını bilmiyor. Biz de elini öpüp bayramlaşıyoruz. İşitme sorunu dışında başka hiçbir hastalığı olmayan Mehmet dede ancak işitme cihazıyla duyabiliyor. Cihazı takınca da araya girenlerin konuşmasına bile izin vermiyor.

                                                                                                                                                                                                      Fotoğraf: Salih Sarıkaya

İki ay öncesine kadar namazımı ayakta kılabiliyordum

Reklam dolayısıyla hakkında çıkan haberleri soruyoruz. “Gerçekten, reklamı izlemek için televizyon başında bekliyor musunuz?” diye. “Reklamda oynayıp oynamamak önemli değil. Sadece kımıldamakta zorlanıyorum. Oturup kalkmak, söylenenleri yapmak çok zor oldu.” sözleri ise onun aslında bundan dolayı pek de mutlu olmadığını gösteriyor. Tek mutluluğu prodüksiyon şirketinin reklamı çekmeden önce, Mehmet dedeyi doktor kontrolünden geçirmesi, yatağını ve kaldığı evin pencerelerini yenilemesi olmuş.

Aslında reklamı izlemek için Mehmet Tatar’dan çok reklam filminde oynayan torunlarının çocukları gün boyu televizyon başında bekliyor. Bir de babasının reklamda oynadığından haberi olmayan 47 yaşındaki oğlu Remzi Tatar. Reklamı görünce inanamamış. Önce “Yok, bu babam değildir.” demiş. Sonra televizyonun başında bekleyip defalarca izlemiş. Bayram ziyaretine geldiği baba evinde bizi görünce, reklamdaki adamın babası olduğuna bir kez daha inandığını söylüyor. Geçen yıllarda orucunu tutabilen, iki ay öncesine kadar da namazını ayakta kılabilen Mehmet Tatar, “İman en büyük kuvvet. Uzun ömrümü sadece doğal yaşama değil, imanıma ve bütün ailemle beraber yaşamaya borçluyum.” diyor. Ayrıca boğazından haram lokma geçmediğini söyleyen Tatar, bugün haramı helal diye yiyenler olduğu sürece kimsenin uzun ömürlü olmayacağını inanıyor. Uzun yaşamak için özellikle çaba sarf etmediğini anlatıyor. Ona göre bu tamamen Allah’ın inayeti. “Ama bazen ‘Bu kadar uzun yaşamasaydım, Allah’ım akranlarımı, eşimi, dostumu, oğlumu yanına aldın. Hayırlıysa beni de al’ diye dua ediyorum. Allah sevdiği kullarını yanına alırmış ya.” diye konuşuyor.

Fotoğraf: Salih Sarıkaya

Menderes gibisi bir daha dünyaya gelmedi

Yüz yılı aşmış ve tarihe tanıklık etmiş bir ömür, başlıyor yaşadıklarını, gördüklerini anlatmaya. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Adnan Menderes gibi liderlerin dönemini de görmüş. Onların zamanında meydana gelen olayları daha dün yaşamışçasına anlatıyor: “İsmet İnönü bize çok zulmetti. Onun döneminde dini istediğimiz gibi yaşayamadık. Ezan, namaz ve Kur’an’ın özünü değiştirmek istediler. Camileri kapatıp, imanımızdan olmamızı istediler. Böyle Müslümanlık olur mu?”

Sonra 1950-1960 döneminde başbakanlık yapan ve 27 Mayıs darbesinde asılarak idam edilen Adnan Menderes’le ilgili bir şeyler söylemek istiyor. “Onu rahmetle anmazsam içim rahat etmez. Menderes çok iyi adamdı, yörüktü. Adamı yaşatmadılar ki! Yaşatsalardı daha nice iyilikler yapardı. Menderes gibisi daha gelmedi başımıza. Artık gelmez de. Çünkü ne kadar iyi varsa hepsini korkutup susturuyorlar.” derken gözleri doluyor.

Harp zamanı beslenme ihtiyacı olduğu için askere almadılar

Askere gitmediğini anlatan Mehmet Dede, “Önce harp zamanı beslenme ihtiyacı olduğu için askere almadılar, daha sonra da sen yaşlısın deyip geri gönderdiler.” diyor. Çok istediği halde askere gidemediğini anlatan Tatar, savaş dönemi askerden kaçmak isteyen köylülerin aralarında saklanmaya çalıştığını söylüyor. Öyle ki bunu bilen asker de bütün erkeklerin boynuna ve kafa yapısına bakarmış. Çünkü çobanlar beşikte yatmadığı için başları süme (yassı) olurmuş. O dönemde kadınlar bebeklerini keseyle sırtlarında taşıdığı için boyun ve kafa yapısı da farklı olurmuş. Bu sebeple köylüleri hemen fark eden askerler çoban olmayanları çekip alırmış. “Neredeyse dünyanın sonuna geldik” diyen Mehmet Dede artık yaşananları ve gerçekleri anlatacak kimsenin kalmadığını düşünüyor. Eskiden ‘Gelecekte dağda eşkıya kalmayacak. Onların silahının yerini kalem alacak’ diyenlerin şimdi haklı çıktığına dikkat çekiyor ve “Kalemini milletin hayrına kullanmayanları Allah affetmez.” diye de ekliyor.

[email protected]

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>