Tuğba Kaplan
08 Haziran 2015
Seçime bir hafta kala tarafsız olması gereken erdoğan polemik ve tehditlerle tansiyonu yükseltti. HDP’nin Diyarbakır mitingindeki provokatif patlamada 4 kişi öldü.
Aylardır devam eden seçim maratonu sona erdi. Bu süreçte akılda kalan, şaşırdığımız ve 8 Haziran itibarıyla unutmak istediğimiz çok şey yaşandı. İlk kez bir cumhurbaşkanı meydanlara inip miting yaptı, gönlündeki parti için oy istedi. Gerektiğinde eline Kur’an-ı Kerim’i almaktan çekinmedi. Onlar konuştu, AKP yaptı. CHP milletçe alkışladı. HDP başkanlık rejimine çelme taktı. MHP ise 17-25 Aralık’ı, Oslo’yu hatırlatarak ‘bizimle yürü’ demeyi tercih etti. Mercedesler, altın kaplama klozetler, varaklı koltuklar, çerez paraları, ilan-ı aşklar, salavatlı, türkülü sahne performansları dikkatlerden kaçmadı elbet. Bunların dışında bir de seçime beş kala yaşananlar var. Son hafta içinde meydana gelen olaylar, söylenen sözler, seçim atmosferine girilen ilk günlere gidip ‘Ne olmuştu?’ deme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Çünkü seçime beş kala yaşananlar aylardır devam eden süreci, seçim atmosferini özetlemeye yetiyor.
DÜNDAR’A TIR TEHDİDİ: Adana’da durdurulan MİT TIR’larındaki silah görüntülerini Cumhuriyet’in haberleştirmesi epey ses getirdi. İktidarın görüntülere yönelik sessizliğini Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında bozdu. Ve tüm Türkiye 1 Haziran Pazartesi sabahına bir cumhurbaşkanının, bir gazeteciyi tehdit ettiği haberiyle uyandı. Erdoğan, TIR’lardaki silah görüntülerini haberleştiren Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı tehdit edip casusluk ve ajanlıkla suçladı. Üstüne “Ben davamı da açtım, bunların bütün derdi Türkiye’nin imajına gölge düşürmek. Ve bu haberi özel haber olarak yapan kişi de bunun bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu.” dedi. Erdoğan’ın bu sözlerine Dündar’ın cevabı gecikmedi. Twitter adresinden “Bu suçu işleyen kişi, bedelini ağır ödeyecek. Öyle bırakmayız onu.” dedi.
KADINLAR SIRTINI DÖNERSE: Salının gelişi pazartesiden anlaşılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan miting için Iğdır’daydı. Iğdırlı kadınlar, sırtlarını dönerek Erdoğan’ı protesto etti. Erdoğan, “Şimdi geliyorum çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor tabii de, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar. Şimdi ne anlama geldiği belli de, tabii edebimiz müsaade etmez.” dedi. Bunun üzerine Twitter’da Erdoğan’ın sözlerine tepki olarak #SırtımızıDönüyoruz etiketiyle kampanya başlatıldı. Bir cumhurbaşkanının bu eylemden nasıl bir anlam çıkardığı, edebinin neye müsaade etmediği ise hâlâ merak konusu.
HDP BARAJI AŞSIN: Salı sallandı ve bir türlü bitmek bilmedi. Gün içinde şaşırtan söylemlerden biri de AKP İstanbul 1. Bölge adayı Prof. Dr. Osman Can’dan geldi. Can, hükümet kanadından gelen ‘HDP’nin barajı aşmaması gerektiği’ yönündeki açıklamaların aksine “HDP’nin parlamentoya girmesinde demokratik açıdan yarar var.” dedi. Başkanlık sistemine toplumsal desteğin ise yüzde 43-45 seviyesinde olduğunu söyledi.
KLOZET TARTIŞMASI: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki ‘altın kaplama saray klozetleri’ tartışması, seçimden önceki haftaya damgasını vurdu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun iddialarıyla ilgili, 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. “Altın kaplamalı klozet” sözünü bir vali için sarf ettiğini belirten Kılıçdaroğlu ise “100 bin lira onu tatmin eder mi bilmiyorum. Keşke 30 milyon Euro’luk dava açsaydı.” karşılığını verdi.
ESAYAN’IN TWEET’İ: Haftanın ortası 3 Haziran Çarşamba’ya daha eğlenceli başladığımız söylenebilir. AKP’den milletvekili adayı olan Yeni Şafak yazarı Markar Esayan’ın 4 yıl önce yazdığı bir tweet sosyal medyada gündem oldu. Esayan ilgili tweetinde “Hesaplarımı dört sene sonraki seçimler için yapıyorum, yeteri kadar AK Partili görünürsem vekil olabilirim diye. Aslında kripto darbeciyim.” diyordu.
NEW YORK TIMES HADDİNİ BİLDİ!: Doğrusu çok eğlenceli ülkeyiz. Bugüne kadar başka hangi ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp da New York Times’a haddini bildirdi? Erdoğan, Hürriyet’e yönelik söylemlerinden ötürü kendisini eleştirip “Doğruların söylenmesine giderek daha fazla düşman oluyor.” diye yazan New York Times’a kendi tarzıyla karşılık verdi: “Ya sen bir gazetesin, haddini bileceksin. Sen kimsin ya?” Bu sözler teskin etmemiş olmalı ki çarşamba günü de “Her yerin gazete olsa ne yazar?” sözleriyle seslendi.
AK PARTİ’YE OY VERMEYENLERİ TESPİT EDİN: Seçime beş kalanın dördüncü günü Erdoğan’ın memleketi Rize’de AKP İl Başkanlığı’nın 550 muhtara mektup göndererek AKP’ye oy vermeyenlerin tespit edilmesini istediği iddiası ülkenin heyecanına heyecan kattı. İddiayla ilgili muhtarlar konuşmak istemezken, MHP Rize milletvekili adayı Cem Kazmaz olayı doğruladı.
ERZURUM’DA MİTİNG KAVGASI: Tüm ülke nefesini tuttu, pazar günü sandığa koşmayı bekliyor patlamak için. Ama gelin görün milleti daha erken patlatmak için harekete geçenlerin sayısı hiç de az değil. HDP lideri Selahattin Demirtaş’ın Erzurum’da yapacağı miting için partililer hazırlık yaparken olay çıktı. HDP’ye Erzurum’da miting yaptırmayacaklarını söyleyen gruba polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Olaylar sırasında bir minibüs yakıldı. Şoförü son anda yaralı kurtarıldı. 150’nin üzerinde aracın yakılarak hasar gördüğü, üçü ağır 200’ün üzerinde yaralı olduğu açıklandı.
PADİŞAHIM HOŞ GELDİN: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sivas’ta yaptığı mitingde AKP’liler “Padişahım hoş geldin! Kuran-ı Kerim hükmüyle yönetilmek dileğiyle. Ne mutlu Müslümanım” pankartı açtı. AKP’liler içlerindeki Osmanlı’yı harekete geçirip ecdadın ruhunu yâd ederken; Erdoğan, 7 Haziran seçimlerini ‘Kurtuluş Savaşı’na benzeterek içindeki başkomutanı konuşturdu.
VALLAHİ DE BİLLAHİ DE: Adana’daki silah dolu MİT TIR’larını “Bayırbucak Türkmenlerine yardım gidiyordu.” sözleriyle savunan Erdoğan’ı MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş bir televizyon programında yalanladı: “Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu.” Türkeş’e cevap, Maraş mitingi sırasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan geldi: “Vallahi de billahi de o TIR’lar Türkmenlere gidiyordu.”
MADENCİLER MİNNETTAR MIYDI GERÇEKTEN?: Erdoğan’ın yapacağı mitingden önce Manisa Millî Eğitim Müdürlüğü binasına “Sayın Cumhurbaşkanımız, bizim için yaptıklarınızı biliyoruz. Minnettarız. Somalı Madenciler” yazılı dev bir pankart asıldı. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, konuyu Meclis gündemine taşıyarak “Bu pankartın asılması talimatını kim vermiştir, pankart için Somalı madencilerden izin alındı mı?” diye sordu.
HOCASINIZ, BAŞKASINA BENZEMEYE ÇALIŞMAYIN!: Takvimler 5 Haziran’ı gösteriyor.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamaları herkesin dilinde., Bir televizyon programında, Erdoğan’ın Görmez’e zırhlı makam aracı hediye etmesini ve Görmez’in de bunu kabul etmesini doğru bulmadığını, Gökçek ile yaşadığı polemikten sonra Davutoğlu’nun Gökçek’le ilgili kendisine, “Muhatap alma, bunun hesabı daha sonra görülür.” dediğini söyledi. Arınç’ın şu sözleri de dikkat çekti: “Sayın başbakanımızın toplumdaki imajı ‘Bu adam bir bilim adamıdır. Fevkalade edeplidir’ şeklinde. Birilerine benzemek istersek tam benzeyemeyiz, onun yerini ancak kendisi doldurur.”
OY HIRSIZLARINA KÂĞITHANE UYARISI: 30 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Kâğıthane’deki oy hırsızlıklarına karşı açılan 35 davanın ilk sonucunun cuma günü açıklanması, seçim öncesi bir nebze de olsa rahatlattı. AKP lehine oy çaldığı tespit edilen sandık başkanı Ebru Doğan Katar, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kritik 7 Haziran seçimi öncesi böyle bir kararın çıkmış olması, oy çalmak için görev alanları, yapacakları hukuksuzluktan belki vazgeçirirdi.
PROVOKATİF PATLAMA: 5 Haziran’da Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndaki HDP mitinginde, adayların konuşmasının sona erdiği ve Selahattin Demirtaş’ın konuşacağı esnada patlama meydana geldi. Patlamanın, önce trafodan, sonra çöp kutusuna konulan 2 ayrı parça tesirli bombadan kaynaklandığı ifade edildi. Ardından bombanın piknik tüpünün içine yerleştirildiği tespit edildi. 4 kişinin hayatını kaybettiği provokatif olayda, 15’i ağır, 300’den fazla yaralı var.
