Bu Okulun Açılmasını Amerika İstedi!

 

‘Dış güçler Anadolu’yu Hıristiyanlaştıracak’, ‘Bunların hepsi Amerikan emperyalizminin oyunu’, ‘İran Devrimi’ni de zaten Amerika yaptı’, ‘Elvis Presley aslında ölmedi’, ‘O da ne? Başımıza taşlar yağacak’… İşte karşınızda popüler kültürün vazgeçilmezi, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile kendine yer bulan, olmazsa olmaz ‘komplo teorileri’.

TUĞBA KAPLAN – 25 Kasım 2012

Mel Gibson ve Julia Roberts’ın başrollerini paylaştığı 1997 yapımı ‘Komplo Teorisi’ filmini izleyenler bilir. İzlemeyenler için hatırlatalım. Filmde ‘Amerikan başkanının Türkiye ziyaretinde deprem olacağı ve bu depremin doğal bir deprem olmayacağı’ şeklinde bir komplo geçiyor. Komplo denince akıllara ilk gelen, filmi de bize unutturmayan bu iddia olsa gerek. Film, zamanında kamuoyunu uzun bir süre meşgul etti. Bu komploya inananlar oldu. İnanmakla kalmayıp, 17 Ağustos 1999 depremiyle ilişkilendirenler, filmdeki Jerry Fletcher (Mel Gibson) gibi kafasını komplo teorileriyle bozanlar da cabası.

Türkiye, farklı görüşlerle beraber, inanılan veya dalga geçilen birçok komplonun olduğu bir ülke. Ne yazık ki, sağlıklı düşünmenin önündeki en büyük engellerden biri olan bu komplolar, etrafımızı sarmış durumda. Aklımızı bulandıran, yolumuzu kesen iddiaları görüp, etkisiz hale getirmeden dünyayı ve yaşadığımız ülkeyi anlamak ne mümkün.

Genç Siviller tarafından organize edilen Komplo Avcılığı Meslek Yüksek Okulu (KAMYO), komplo virüsü zihinleri daha fazla sarmadan, eleştirel ve sağlıklı düşüncenin önündeki bu engeli kaldırmayı hedefliyor. 1 Kasım’dan beri yapılan ve 30 Aralık’a kadar her pazar sürecek olan dersleri, Yıldız Sarayı’nda Etyen Mahçupyan, Halil Berktay, Ahmet Turan Alkan, Mehmet Karaca, Yıldıray Oğur, Gökhan Bacık, Doğan Gürpınar, Turgay Oğur, Ceren Kenar, İlkan Dalkuç ve Perihan Mağden gibi isimler veriyor.

Bir komplo var cân ile cânân arasında

Ahmet Turan Alkan (Muhafazakâr-milliyetçi komplo teorilerine umumi bir nazar): Komplo teorilerinin bir daveti vardır; hitap ettiği kitleyi, önemli bir haksızlığa uğradığına ikna etmeyi amaçlar. Komplo tabiri ‘ikna’ ile ilgilidir. Teoriyi duyan ille de, “Vay canına, eğer birileri böyle yapmamış olsaydı, biz kesinlikle bu acınacak durumda olmazdık” diye düşünürler. Böylece ikinci safhaya geçilir. Bütün komplo teorilerinde ikinci safha, “Öyleyse şimdi ne yapabiliriz arkadaşlar?” sorusuna herkesin dikkat kesilmesini sağlamaktır. İdeolojik kabuller bu safhada zerk edilir. Bu çerçevede maruz kaldığımız ilk komplo teorisi, Orta Asya’da yeşil ormanların kuruyarak çöle dönüşmesiyle başlayan efsanevi göç hareketleri olabilir mesela; ardından Çinlilerin ipeği, altını ve güzel kızlarına kanıveren ayran gönüllü uzak ecdadımızın zaafları gündeme gelir. Komplo teorileri kötü haberlere, aslında nasıl bir haksızlık eseriyle bulaştığımızı izah eder. Mesela ‘milli birlik ve beraberlik’ten ayrılmış olmak en geçerli ve uzun ömürlü komplo teorimizdir. Bu çerçevenin içine zaman ilerledikçe, Haçlı zihniyeti, Katerina, dönmeler ve devşirmeler, masonlar ve Siyonistler, yakın zamanlarda komünistler vesaire girmeye başlar…

Tam devrimi yapıyorduk ki!

 

Prof. Dr. Halil Berktay-Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi (Solcu komplolar): Solun komplo teorilerine düşkünlüğünün öncelikle iki teorik kaynağı var. Biri, Marx’ın ve Marksizmin politika teorisi. İkincisi, Lenin’in ve Leninizmin emperyalizm teorisi. İlkinde Marx, ‘burjuva demokrasisi’ diye horladığı demokrasiyi esas olarak reddetmeye, bununla bir şey yapılamaz demeye ve ‘tek yol devrim’ diye özetlenebilecek bir duruşa yöneliyor. Bu da Marksist gelenekten gelen solcuları daima siyasetin ardında bilinmeyen sırlar, entrikalar, komplolar aramaya götürecek. Bunun üzerine, Lenin’in emperyalizm teorisi ve anti-emperyalizm stratejisi ile sonraki on yıllar boyunca gelişen abartıları biniyor. Buna göre, ‘emperyalizm’ ve ‘Amerikan emperyalizmi’ diye bir güç var, her zaman ve her koşulda bütün dünyayı bu güç yönetiyor. Üçüncü bir faktör olarak, doğrudan doğruya solun başarısızlığı geliyor. Türkiye’de sol, 1960’lar ve 70’lerde hayli ‘gürültü’ çıkardı ama son tahlilde hep marjinal kaldı. Ortada, bir zamanki sempatileri, duygusal bağlantıları ve anışlarıyla yaşayan çok sayıda insan var. Bunlar kendi kendileriyle, geçmişleriyle, parti veya fraksiyonel örgütleriyle, ideolojileriyle -kısacası, Marksizm ve Marksist sosyalizmin sonuyla- yüzleşemiyorlar. Bunu dışlamak, ötelemek, kendi vicdanları ve sorumluluklarından uzaklaştırmak; başka nedenlere bağlama ihtiyacı duyuyorlar.

 

Yıldıray Oğur-Taraf Gazetesi yazarı (Laik-Kemalist komplolar): Yeşil kuşak projesine inanan bir kesim var. Yani Amerika yeşil kuşakçıları, İslamcıları destekledi inanışı. Özellikle Türkiye ve İran’daki laiklerin ürettiği bir şey. İslamcı yükselişi Amerikan desteğine bağlayan laiklerin başarısızlıklarını örtmek için kullandıklarını görüyoruz. İran’daki solcular da bunu İran Devrimi’ndeki yenilgiyi açıklamak için kullanıyor. Mesela bizdeki laik kesimin favori komplosu ise “Belediye cuma akşamları köprüde tamirat yapıyor, çünkü insanların içki içmesini engellemeye çalışıyor. Başörtülüler ortalıkta da daha çok görünüyor. Çünkü AK Parti ‘İşte biz iktidardayız, görün. Bizimle başörtülü sayısı arttı.’ diyor.” Aslında laik-Kemalist kesim gerçekten görmek istemediği için, kamusal alanda her geçen gün sayısı artan muhafazakâr insanları görmüyor. Bunu sosyolojik olarak açıklamak, anlamak istemiyorlar. Bunun arkasında büyük bir oyun olduğuna inanıp, bu oyun yüzünden yenilmiş görünseler de kendilerinin yenilmediğine inanıp mutlu oluyorlar. Elbette “Dünyada komplo yok, her şey, herkes masum.” diyemeyiz. İstihbarat örgütleri, kötü niyetli insanlar, gizli derin devletler, provokasyon var. Devletler komplo üretiyor. Fakat bunların hepsini birbirine karıştırdığımızda gerçeklik fantastik bir şeye dönüşüyor.

Dış güçler Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kuracak

Doç. Dr. Gökhan Bacık-Zirve Üniversitesi Öğretim Üyesi (Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar: Dış politikada komplolar): Ülkemiz üzerinde oynanan komplolara örnekler saymakla bitmez. Dış güçlerin Patrikhane’yi kullanarak tekrar Bizans İmparatorluğu’nu kurmak istemeleri, Anadolu’da Hıristiyanlaştırmayı destekleyerek yeniden Rum Pontus devletinin kurulması bunlardan birkaçı. Bunun yanı sıra, toplum yoğun bir dış mihraklar propagandası altında ve bu aşağı yukarı 200 yıldır böyle. Bu sebeple akla ilk gelen ‘kesin dış mihrakların işidir’ oluyor. Komplo sadece bizim ülkemizde değil, her yerde var. Gelişmiş memleketlerde de var. Bu işin kaliteli filmlerini yapıp para kazananlar daha ziyade Batılılar. Avrupa sağı da mesela çok komplocudur. Ülkemizde sosyolojik bir ilgi var. Bunun kaynağı popüler kültür, diziler, kitaplar, vb. Herkes perde arkasında başka bir şey olduğuna inanmış. Bu tür komploların bir gün son bulması neredeyse imkânsız. Ancak aza indirgenebilir. Yalnız şu var: Devletler şeffaflaşırsa bunun azalmasına katkıda bulunur. Düşünün ülkede 2 bin faili meçhul var ve nedeni bilinmiyorsa insanlar da bir şeyler uydurur.

Meşrutiyet sonrası Türkiye komplo teorileriyle tanıştı

İlkan Dalkuç (Komplo teorisi ithalatımız ve istihsalimiz: Türkiye komplo teorileri siyasi tarihi):

 Komplo teorilerinin dünyada yaygınlaşması Fransız İhtilali sonrasında, ülkemizde ise Meşrutiyet sonrasında yaşanıyor. Bizdeki ilk komplo teorileri ise masonlar üzerinden, İttihat Terakki’yi açıklamak için kurulanlardı. Esasında önce komplo teorilerinin üretildiği ve yaygınlaştığı ortamları tartışmakta fayda var. Şeffaf bir idarenin olmadığı, özgürlüklerin kısıtlandığı zamanlar, komplo teorilerinin yeşermesine uygun bir zemin oluşturur. Komplo teorilerine inanan insanların en zayıf noktası ise basit bir sorgulama bile yapmadan onlara sunulanları kabul etmeleri. 90’larda çokları gündelik yaşamda daha fazla görünür olan başörtülülerin para karşılığı başlarını örttüğüne inanabildi. O sırada Nilüfer Göle’nin tezlerine de ulaşabilen bu insanlar rasyonalite yerine konforu tercih ettiler. Onları rahatsız edebilecek fikirleri görmezden geldiler. Sonuçta biraz eğitimsizliğimizin, biraz sistemsizliğimizin sonucu kolay yoldan komplo teorilerine yöneliyoruz.

“Prenses Diana’yı MI6 öldürdü!”

Dr. Doğan Gürpınar-Fatih Üniversitesi Öğr. Gör. KAMYO kurucusu (Dünya komplo tarihine giriş): İnsanlar düşünmeye başladığı günden beri komplocu eğilime sahip olmuşlardır. Tarihsel olarak komplo teorileri için Fransız Devrimi sonrası yaşanan radikal dönüşümlerden rahatsız olanlar bunu bir komplo ile sonlandırmak ister. Güçlü komplo teorileri anonim olursa tutar. Bir kişi tek başına komplo oluşturabilir. Ama o komployu popüler yapan belli insanların ihtiyacına cevap veriyor olması, yayılması ve yayıldıkça da dönüşüp değişmesi. Çok boyutlu komplo teorilerinin miladı olarak kabul edilen 1963 yılındaki Amerikan Başkanı John F. Kennedy suikastı ile üretimi ivmelenen komplo teorileri arasında dünya dışı varlıklar, dini teoriler, devlet sırları ve derin devlet gibi ana başlıkların arasında her zaman terörist eylemler bulunur. Prenses Diana’nın ölümü, komplo teorilerinin vazgeçilmezlerinden. Lady Di’nin, Dodi El Fayet’le ilişkisinin İngiltere’deki kraliyet ailesine tehdit oluşturduğu savından yola çıkan sevenler, onun İngiliz gizli servisi MI6 tarafından öldürüldüğüne inanıyor.

Ya hormonlu çilek bizi yerse!

Turgay Oğur-Genç Siviller (Gündelik hayat komploları):Çevreci hareketler kendilerine dokunulmaz, kutsal bir kalkan inşa ettiler. Bugün ideolojiler, siyasal hareketler, dinler yerden yere vurulabiliyor ancak çevreci söyleme karşı en ufak eleştiri yapılamıyor. Çünkü dünyayı kurtaran adam havasındalar. Dünyanın en steril alanı olarak bakılıyor. Bir gazetenin yazı işlerine çevreci bir haber geldiğinde, sorgulamadan gazeteye çakmak bir görev olarak telakki ediliyor. Bu havayı oluşturmak için çok sayıda yeşil komplo teorisi üretildi. İnsanları cehennemle korkutarak imana çağıran misyon gibiler. KAMYO’daki dersimde yarı komplo teorisi, yarı şehir efsanesi yeşil palavralarla ilgili dinleyicileri düşünmeye iteceğim.

[email protected]

 

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>