Deşifreyi Türkçeleştirdiler

Deşifreyi Türkçeleştirdiler

TUĞBA KAPLAN – İSTANBUL

21 Eylül 2013, Cumartesi

‘Saatlerce deşifre yapmaya son!’ başlıklı haberleri daha önce duymuş olabilirsiniz. Piyasadaki bu programların Türkçe ile entegre olmadığı biliniyor. Yeni geliştirilen ‘dikte programı’ ise Türkçeye uyumlu olduğu gibi istediğiniz uzunluktaki sesleri yazıya dönüştürüyor.

 Bilenler bilir, klavye kullanımının yoğun olduğu çoğu meslekte yazı yazmak, ses kaydı dinleyip deşifre yapmak ne çileli bir iştir. Bu işten mustarip olan sekreter, kâtip, gazeteci, yazar hatta avukat ve doktorlara bir haberimiz var. Tahmin edileceği üzere sesleri yazıya dönüştüren bir program sözünü ettiğimiz. ‘Biz bu programı biliyoruz zaten.’ diyenler olabilir. Ancak piyasada bilinen programlar Türkçeye entegre edilemediği gibi, sadece kısa metinlerde kullanılıyordu. Şimdiyse daha önce Türkçesi yazılmamış bir dikte programı geliştirildi. Bu program daha önce duyduklarımızdan ya da hâlihazırda piyasada olanlardan farklı. Dikte programı ürün sorumlusu Fikret Topçu ve altı kişiden oluşan ekibi elimizdeki sayfalar dolusu metinleri ya da saatler alan ses kayıtlarını komutla yazıya döken programın mimarları. Yani siz elinizdeki yazılı bir metni uygulamaya komuta vererek, okurken söylediğiniz her şey karşınızda açık olan Word dosyasına yazılıyor olacak. Aynı şekilde bir ses kaydını dinlerken sadece önemli gördüğünüz yerleri de komut yöntemiyle okuyup yazdırabileceksiniz. Anlayacağınız artık konuşarak yazdırma zamanı. Fikret Topçu, yazı yazmanın stresinden ve iş yükünden bunalmış kişilerin artık işlerini bir hobi gibi yapacaklarını söylüyor: “Geliştirdiğimiz program, bugüne kadar çıkanlardan farklı olarak sesi metne direkt çeviriyor. Bununla kalmıyor, siz elinizdeki bir metni ya da sesi okuyorsunuz, o yine yazıya döküyor. Tek işiniz okuyarak yazdırmak.”

Program kimlerin işine yarayacak?

Fikret Topçu kimlerin, nasıl kullanılacağına dair meslekler üzerinden örnekler veriyor. Mesela bir doktor bu programa sahip olduğu takdirde, nerede olursa olsun kullanıcı adı ve şifresiyle bağlanarak raporu okuyup yazdırabilecek. Bu durumda da sekreter, zaman ve mekân bağımlılığı kalmayacak. Ya da bir gazeteci röportaj yaptığı esnada programı bilgisayardan açıp o anda konuşmaların yazıya dökülmesini sağlayabilecek. Dilerse daha sonra ses kaydını dinleyip okumak suretiyle de konuşmaları yazıya dönüştürebilecek.

Tabii konuşarak yazdırma sadece o an için işinizi bitirmenize yardımcı olmuyor. Komut sisteminin tam olarak bir diksiyon eğitmeni olduğunu söylemek mümkün. Kişi sözcükleri doğru söyleyene kadar algılamıyor, tekrar edilmesini bekliyor. Ta ki sözcük, diksiyon kuralındaki gibi doğru telaffuz edilene kadar. Dikte programının kullanım alanı o kadar yaygın ki, Fikret Topçu bireysel olarak sadece 5 bin kişinin satın aldığını söylüyor. Onun dışında İstanbul ve farklı şehirlerdeki birçok belediye, dernek, sağlık kuruluşu programı tercih edenler arasında. Daha kimler kullanmıyor ki? Topçu, ismini vermek istemediği birçok yazarın da bu programı kullandığını söylüyor. Yazarların kâğıt ve kalemden kopamayacağını söylesek de Topçu, “Yazarlar seri düşünen insanlar. Yoldayken yanında kâğıt kalem olmayabiliyor. Aklına geleni bu durumda not almak yerine komut yöntemiyle not alıyor. ‘Ben bir önceki cümlemde ne demiştim?’ diye hatırlama sıkıntısı çekmiyor.” sözleriyle yazarların neden tercih ettiğini anlatıyor.

Yazmayı sevmeyen, saatlerce bilgisayar başında duramayan bir tez öğrencisi için de dikte programı bulunmaz bir nimet olsa gerek. Fikret Topçu özellikle tez aşamasındaki öğrencilerin kendilerine ulaştığını, sadece tez yazmak için bile bu programı satın alanlar olduğunu belirtiyor.

Programın ücreti 2 bin lira. Bunun içinde telefonla destek, süresiz-sınırsız lisans kullanım hakkı dâhil. Yani satın alanlar bir defaya mahsus bu ücreti veriyor. Şirket ve medya kuruluşlarının toplu alımlarında fiyat değişebiliyor.

Programı kullananlar neler kazanacak?

Dikte programı ürün sorumlusu Fikret Topçu, programı kullananların neler kazanabileceğini şöyle sıralıyor:

Zaman tasarrufunusağlayacak.

Saatlerce süren deşifre işlemleri yazı yazma sıkıcılığını ortadan kaldıracak. Bazıları için yazı yazmak belki de bir hobi haline gelecek.

Röportaj sonrası ses kaydı çözme sendromuna giren gazetecinin haber yetiştirme stresini en aza indirebilir.

Özellikle meclis toplantı tutanakları veya rapor oluşturmak artık zorlu bir maraton olmayacak.

İnsanların iş yükünü azaltacağı gibi, yaptıkları işi daha moralli ve severek yapmalarını sağlayacak.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>