Suruç alevi Gazi’yi sardı

Her şey Suruç’ta 32 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısıyla başladı. IŞİD’in gerçekleştirdiği o saldırının ardından üst üste şehit haberleri gelmeye başladı. Bir taraf savaş çığırtkanlığı yaparken, bazılarına yine acı ve ölüm düştü.  Sanki bir yerlerden ülkenin kaosa girmesi için düğmeye basılmış gibi kansız gün geçmez oldu.

gaziSuruç katliamının ateşi Gazi mahallesi’ni de yaktı. bu saldırının amacı alevileri kaosa sürüklemek mi?

 

Suruç saldırısı ve güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ardından IŞİD, PKK ve DHKP-C’ye yönelik terör operasyonları başlatıldı. Bu operasyonlardan biri de geçen hafta Bağcılar’daydı. Polisle girdiği çatışmada öldürülen DHKP-C üyesi Günay Özaslan’ın cenazesi Gazi Cemevi’nden kaldırılacaktı. Cemevi önünde toplanan gruba polisin tazyikli su, gaz fişekleri ve plastik mermi ile müdahalesi sonucu geçmişte ağır hadiseler yaşayan Gazi Mahallesi halkı bugün de benzer olayların içinde buldu kendini. Üç gün boyunca adeta savaş içindeydi mahalle.

Cenazenin defnedilmesine izin verilmemesi bir yana, cemevinin TOMA ve akrepler tarafından çevrilmesi, gaz ve tazyikli sularla müdahaleye maruz kalması, hatta basılması Aleviyi derinden yaraladı. Bütün bunların üstüne bir acı daha eklendi. Polis memuru Muhammet Fatih Sivri şehit olmuştu.

Çatışmanın dinmediği Gazi Mahallesi’nde tehlikeli bir oyun mu sahneye konuyordu? Gazi Cemevine üç gün boyunca yapılan saldırılar Aleviler üzerinden yeni katliamların başlayacağının bir işareti miydi? Gazi Cemevine yapılan bu saldırılar yalnızca Alevi milletvekillerinin, Alevilerin ve solcuların mı meselesiydi? Bir hafta içinde birden karışan Türkiye 90’lara geri mi dönüyordu? Kafamızda sorularla Gazi mahallesinin yolunu tuttuk.

Çatışmalar durmuş, polis çekilmişti. Mahalle yorgundu. Yoğun bir biber gazı kokusu hâkimdi sokaklarda. Tedirgin esnaf yine olay çıkar endişesiyle kepenkleri açmamıştı. Cenaze töreni için toplanan kalabalık giderek çoğalıyordu. Sloganlar eşliğinde, örgütün kırmızı bayrakları arasında kavgasız, gürültüsüz helikopterlerin, droneların havadan kesintisiz takibiyle cenaze defnedildi.

Cemevine saldırı bilinçli mi?

Gazi Cemevi Dedesi Veli Gülsoy, “Biz yeni bir Sivas, Maraş, Çorum yaşadık.” diye başlıyor sözlerine. Ona göre cemevinin, mahallenin üç günlük ablukası hazırlanmış bir senaryo. Saldırının tamamı bilinçli. Günay Özarslan’ın cenazesi yıkanıp rızalığı alınmış. Cenaze namazı kılındıktan sonra TOMA ve akrepler cemevinin olduğu sokağı çevirmiş. O saatten sonra başlamış her şey; tomalar tazyikli su sıkıp biber gazı attıkça, taşla karşılık verilmiş ve  çatışma Pazar gece 3’e dek sürmüş. Cenazeyi defnetmek için izin istendiğinde, “Emir var. İç güvenlik yasasına göre kimse flama ve üniforma gibi örgütsel simgeler içeren, herhangi bir örgütün reklamını yapan birşey taşıyamaz, propaganda yapamaz, yasaktır.” cevabını almışlar.

“Cenaze bahane edildi, cemevi abluka altına alındı, mahalle, cemevi yangın yerine döndü.” diyen Veli Gülsoy, araya CHP ve HDP milletvekillerinin girdiğini, Alevi çalıştaylarından tanıdığı Faruk Çelik, vali yardımcısı ve kaymakamla görüşmeler yaptığını, izin çıktıktan sonra ise olaysız  birşekilde cenazenin toprağa verildiğini söylüyor.

“Sünni bir vatandaşın cenazesi olsa ve camiye götürülse, gaz atılıp, su sıkılır mıydı? Cemevine polis nasıl saldırabiliyor ve cenazenin nasıl kaldırılacağına niye karışıyor? IŞİD’i nasıl korudukları bilinmiyor mu? Ömerli’de devlete meydan okuyanlara, halifeliğini ilan edenlere neden bir şey denmiyor? Onlar görülmüyor da, bu cenazeyi gömmek isteyenlerin ellerindeki kırmızı bez parçalarını mı görüyorlar?”

CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba kaosun son bulması için görüşmeler yapan isimlerden biriydi. Örgüt propagandası yapılabilir diye cenazenin kaldırılmasına izin verilmemesini doğru bulmuyor. “Propaganda olursa, devlet gerekeni yapar. Cenazenin iki gün orada bekletilmesine gerek yoktu.” diyor.  Cenazenin kaldırılmasına baştan izin verilse, bu kadar kaosun yaşanmayacağını, polisin de şehit olmayacağını belirtiyor. Ağbaba, hükümetin Alevileri sürekli risk olarak göstermeye çalıştığını düşünüyor. “Bir örgüt içinde Alevi de olur, Sünni de. Her örgüt bağlantılı kişiye Alevi demek hükümetin politikası.” diyen Ağbaba’ya göre bu tutum, Alevileri kaosun içine çekme girişimi.

IŞİD korkusu Gazi’yi de sardı

Kaosun tırmanmasını önlemek için diyalog kuran bir diğer isim ise HDP İstanbul milletvekili Ali Kenanoğlu. Bu tarz olayların Alevi toplumunu üzdüğünü söyleyen Kenanoğlu, Türkiye’de ibadethanelere karşı genellikle bir hassasiyet olduğunu söylüyor ve Gezi esnasında camiye ayakkabıyla girilme mevzusunda kıyamet koparıldığını hatırlatıyor:

“Bir toplumun ‘ibadethanem’ dediği yere günlerce gaz fişeğiyle saldırılması, abluka altında tutulması Alevi toplumunda tepkiye sebep oluyor. Bu ne insani ne vicdani ne deinançsal olarak hiçbir yere sığmıyor.”

Üç günlük çatışma boyunca evden dışarı çıkamayan mahalle sakinleri, hastası olduğu halde hastaneye gidemeyen, su almaya çıkamayan hatta camdan bile bakamayanlar olduğunu söylüyor. Yıllardır Gazi Mahallesi’nde yaşadığını söyleyen İsmet amca ise çok kızgın. Cemevinin üç sokak üstünde dükkânının darmadağın olduğunu anlatıyor. Sadece cemevi sokağına değil ara sokaklara da girilip, biber gazı sıkılmış, plastik mermi atılmış. Birçok iş yeri zarar görmüş.

Mahalleli şu an kırılan yakılan yerleri onarmaya çalışıyor. Ancak Suruç’ta başlayan ve Gazi Mahallesi’ne de sıçrayan olaylar başka korkulara sebep olduğu görülüyor. Bazı ailelerin taşınma kararı aldığı anlatılıyor. Sebebi ise IŞİD. IŞİD’in yakında İstanbul’daki Alevileri de hedef alacağı korkusuyla mahalleyi terk edecek ailelerin olduğu söyleniyor.

Aleviler yeniden sokağa çekilmek isteniyor

Cemevi en nihayetinde bir inanç merkezi. Sen polisi, cem evinin etrafına yığarsan tepki çeker ve karşılık vermek zorunda kalır halk. Sükûnet, sağduyu çağrıları bence sadece halka değil aynı zamanda devlete yapılmalı. Olaylara sükûnetini korumayan hükümetin birimleri sebep olmuştur. Güvenlik güçleri çekildiğinde kimsenin burnu kanamadan cenaze töreni yapıldı. Alevi toplumunun ibadet yerini ablukaya alıp cenazeyi rehin alır, gaz fişekleriyle 3 gün bombardımana tutarsanız Alevi toplumun sokağa çıkmasını siz istiyorsunuz demektir. Bu bir kitabın, planın ürünü.
(*) HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu

 

Mahalle ve cemevi örgütle polis arasında kaldı

Örgütle polis çatıştı. Ama Aleviler buna dâhil olmadı. Böyle bir kaosun içine girmemek için, sabırla bekledi, direndi. Aleviler sürekli tahrik edilmeye çalışılıyor. Devleti idare edenler tabandaki halkın durumunu biraz düşünse keşke. Cemevi ve mahalle örgütle polisin arasında sıkışıp kaldı. Şiddet tırmandırılmasa, o genç polisimiz de zarar görmeyecekti. Bir cem evine gaz sıkılıyorsa, bu Alevilerin hiçe sayıldığı anlamına geliyor. Bir yerde kıyam, rükû, secde, dua varsa, bu ibadethane değildir de nedir? Biz tesadüfen sağ kaldık. Bütün insanlık bu zulümden kurtulsun artık. Devleti idare edenlere de Cenab-ı Hak biraz vicdan versin.
(*) Gazi Cem evi dedesi Veli Gülsoy

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>