Daha son sözü söylemedik

Medyaya darbenin en yakın şahidi Tarık Toros, Basın özgürlüğü fişinin çekildiği o günü anlattı: “Bu siyasi, hukuksuz bir operasyon. hesabını verecekler.”

Türkiye geçen hafta canlı yayında İpek Medya Grubu’na polis zoruyla nasıl el koyulduğunu izledi. Baştan sona hukuksuzluklarla dolu medya darbesi karşında Bugün TV Genel Yayın Müdürü Tarık Toros’un mücadelesi, gazeteciliğin bitmediğini gösterdi. Yaşadıklarını sıcağı sıcağına bir de ondan dinledik.

tarık toros

-Çalıştığınız televizyona kayyum tarafından el koyulmasını ve medya özgürlüğü adına direnişinizi bütün dünya canlı olarak izledi. Yayın sırasında farklı kesimlerden destek vardı. Bu sizi şaşırttı mı?
Hiçbiri planlanıp düşünülecek şeyler değil. Desteğe gelirler diye 100 kişilik liste yapsaydım, bu kadar insan aklıma gelmezdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi çok değerliydi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yayınımıza Garo Paylan ve Mithat Sancar’la birlikte katıldı, çok kıymetliydi. Basın Konseyi yanımızdaydı. Nevzat Yalçıntaş, Hüsamettin Cindoruk gibi insanlar geldi. “Ekmeleddin İhsanoğlu geliyor” dediler, inanamadım. Aslı Aydıntaşbaş, Aylin Kotil, Pelin Batu oradaydı. Yayına bağlanan dostlarımız, gazeteci arkadaşlarımız, siyasiler, aydınlar, Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası, bütün basın örgütleri bizi yalnız bırakmadı. Can Dündar Cumhuriyet’in yazı işleri kadrosuyla beraber geldi.  “Ne yapabiliriz sizin için?” diye sordu. Hasan Cemal, Nazlı Ilıcak bir an olsun desteklerini çekmediler. Çok uzun süredir görünmeyen eski Devlet Bakanı Güneş Taner çıktı geldi. Ve bağışlasınlar, şimdi isimlerini hatırlayamadığım pek çok kişi geldi. CHP milletvekilleri Erden Erdem, Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş zaten bizimle birlikte nöbet tuttular gece boyunca. Binadaki kanepelere kıvrılıp yattılar. Aç susuz kaldılar çoğu zaman. Onlara ikramda bulunmayı, yemek yedirmeyi unuttuk, affetsinler.

-Ana kumandada yayın yaparken nasıl sakin kalabildiniz?
Ana kumandada kaldığımız 8 saat boyunca elimizden geldiğince müspet yayın yapmaya çalıştık. Haklı olduğun konularda, doğru kelimelerle kendini eksiksiz ifade etmedir müspet yayın. Bunu yapmaya çalıştım. Kimseye hakaret etmeden, kimseyi aşağılamadan, hedef göstermeden içinde bulunduğumuz sıkıntıyı, hukuksuzluğu ve kanunsuzluğu, başımızdaki derdi anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce. Doğrusu kolay değildi.

-Kendinizi çaresiz hissettiğiniz anlar oldu mu?
Polis yayını kesip ekranları kararttıktan sonra da konuşmaya devam ettim. Bazı arkadaşlar Periscope’tan canlı yayın yapıyordu. Onlar aracılığıyla ulaşır diye düşündüm. Ana kumanda odası 16 metrekarelik dar bir oda. 8 kişiyiz. Oraya bir gaz atsalar boğuluruz diye endişe ettim. Polis, ambalaj kâğıdına çalakalem yazılmış bir şeyle kapıya dayandı. Kayyum heyetinin ‘yok hükmünde’ olduğunu, hukuksuz ve gerekçesiz durduklarını, kanalın genel yayın müdürü olduğumu söyledim. “Bize zorluk çıkarma.” diyerek iki kolumdan tutup kapının önüne koydular. İşte o an çok çaresizdim.

-Saatlerce muhabir gibi elinizde mikrofon gazetecilik yaptınız. Genel yayın müdürlerini böyle görmeye pek alışkın değiliz.
Oradakilerin hepsi benim mesai arkadaşım. Onların içinden geliyorum. Yıllarca muhabirlik, editörlük yaptım. Hep arkadaşların içinde oldum, birlikte oturdum, odam haber merkezinin içindedir. Neticede hepimiz çalışıp aldığımız maaşlarla geçiniyoruz. Önümüzdeki ay maaş alamazsam evimin kirasını ödeyemem. Çalışma arkadaşlarımdan daha farklı bir profil içinde olamazdım.

-Aslı Aydıntaşbaş, “Hayatımda ilk kez sokağa çıkıp, bir yürüyüşe (Özgür Basın) katıldım.” sözlerinizi hatırlattı o gün yayında. Direniş, yürüyüş, eylem kavramlarına uzak biri olarak, o gün nasıl böyle bir direnç gösterebildiniz?
Bu sözleri bana Can Dündar da hatırlattı. Televizyondan çıktıktan sonra “Efsane bir yayın oldu, bütün yazı işleri takip ettik. Tebrik ediyorum, direniş ve duruşunuz için. Bunları atlatacağız. Özgür Basın yürüyüşüyle hayatında ilk kez yürüyen biri olarak bugün direnişin sembolü oldun. Bu çok önemli.” dedi. Onlar için şaşırtıcı olan hayatımdaki ilk protesto yürüyüşümü birkaç hafta önce yapmamdı.

-Daha önce neden hiç yürüyüşe katılmamıştınız?
Böyle bir kültürden gelmiyordum. Demokratik tepkinin bu şekilde olabileceğine, yapanlara saygı duyulması gerektiğine inanıyor ama bunun bir çözüm getirmeyeceğini düşünüyordum. Ama o gün yürümek gerekiyordu. “Oksijen tükendi, nefes alamıyoruz.” demiştim.

demir makas

-Halk TV’nin Bugün TV ve Kanaltürk’le ortak yayına geçmesi sürpriz oldu mu?
Halk TV doğrusu hep yanımızdaydı. İki aydır operasyonlarla yatıp kalkıyoruz. Ne zaman operasyon olsa, her defasında koştular, telefonla bağlandılar. Bizim ulaşamadığımız platformlara Halk TV aracılığıyla çıktık.

-Bengü Türk TV “Jeneriğini al, gel” dedi. T24, yazar ve habercilerinize yer verebileceğini söyledi. Bu teklifleri değerlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Bütün çağrılara teşekkür ediyorum. Zaten pek çok internet sitesi ve bazı televizyon kanalları bizim yayını aynen vermiş. Bu dayanışma benim gözlerimi yaşarttı. Ama ben oranın hâlâ resmen ve kanunen genel yayın müdürüyüm. Oradaki her şey A’dan Z’ye, mahkemesinden savcısına, kayyumundan emniyet güçlerine, bilirkişisine kadar hukuksuzdur. 20 senedir bu işi yapıyorum. En iyi bildiğim iş gazetecilik, yayıncılıktır. Herhâlde bir köşeye geçip oturmayacağız. “Bunlar bu kanaldaki son sözlerimiz olabilir ama daha sözümüz bitmedi.” diye bitirdim o gün yayını. Evet, daha sözümüz bitmedi. Daha söyleyecek çok şeyimiz var.

-Eve gittikten sonra Bugün TV ve Kanaltürk’ü açıp baktınız mı?
“Ne yayımlayacaklar?” diye açıp baktım. Tabii bakacağım, bizim kanalımız orası. 8 sene emek verdim. İlk baktığımda siyaha düşmüştü yayın. Sonra Hitler’i anlatan Azizler ve Askerler filmini yayımlamışlar. O kadar hazırlıksızlar ki, verdikleri belgeseli bile ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bir kanalın 5-6 saat siyaha düşmesi tam bir skandaldır. 3-5 saniye düşerse birinci savunmayı, bir daha düşerse ikinci savunmayı gerektirir. Bir kez daha düşerse işten atılırsınız. Namustur o, siyaha düşemez. Şirketi yönetmek için gelen yok hükmündeki kayyum heyeti o kanalları 5-6 saat siyaha düşürdü. Üzüntü verici. Arkasına 200-300 polisi alıp gelen birileri devlet kudretiyle üzerimize çöktü.

-Kayyumun hemen ertesi gün aldığı kararlara ne diyorsunuz?
İBDA-C örgütünün ve Çakal Carlos’un da avukatlığını yapan kayyum Hasan Ölçer gazetenin bazı çalışanlarını işten çıkardı. Durumu anlamaya çalışıyoruz. Hukuken itirazlarımızı yapıyoruz. Dertleri yayını durdurmak, medyaya el koymak ve medyanın içini boşaltmak. Tam bir gasp. Böylesine hukuksuz, yetkisiz bir olayı ‘Kayyum Gaspı’ diye yazınca zoruna gidiyor, manşeti savunanları işten çıkarmaya kalkıyor. O kadar beceriksizler ki, bir televizyon yayınını bile durduramadılar. Matbaayı durdurmaya çalıştılar, yapamadılar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Personelimizin, patronumuzun tüm hakları devam ediyor. Ve elbette o sözde kayyumlar, polisler, onların başındakiler tek tek, isim isim çok ağır ceza, tazminat davalarına muhatap olacak. Bunun hesabını verecekler.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu baskının siyasi olmadığını dile getirdi…
Hukuki olsaydı böyle olmazdı. Bu kadar beceriksiz bir operasyon ancak siyasi olabilir. Hukuka, emniyete, iç güvenliğe bıraksalardı zaten böyle olmazdı.

-Yaşananlar karşısında aileniz ne hissediyor?
Süreci ailece yaşadık. Eşim iki gün boyunca yanımdaydı, gitmedi eve. Gelen misafirleri birlikte ağırladık. Konuklara çay getirdi, pasta ikram etti. Uykusuz kaldı. Bir iki saatlik uyku anımda gelen Sedef Kabaş, Hakan Şükür, Mehmet Altan gibi isimleri o ağırladı. Anne babamın hissettiği şeyler ise dışarıdaki insanların hissettiklerinden daha farklı şüphesiz. Ama ona rağmen babam arayıp gurur duyduğunu söyledi. Eve gittiğimde çocuklarım direkt boynuma sarıldı. Eşim yayının son dakikalarını seyrederken, “Polis müdahalesinde, babasına kötü muamele edilirken görmesin.” diye 7 yaşındaki kızımı ekrandan uzaklaştırmış. Yayın kesilince benden haber alamayıp, üstüne gözaltına alındığım haberi yayılınca çok sarsılmışlar.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>