Sandık güvenliğinde alarm

Sandık güvenliğinde alarmTuğba Kaplan

26 Mayıs 2015

Her seçim öncesi olduğu gibi, 7 Haziran seçimlerine de kısa bir süre kala seçim güvenliği ve seçim ihlalleri yine gündemde. Demokrasinin gerçekleşmesi adına önemli bir unsur olan seçimler Türkiye’de genellikle güvensiz, endişe dolu süreçlerden geçip, şaibeler gölgesinde sonuçlanıyor.

Çok eskiye değil, 30 Mart 2014 yerel seçimlerine ve 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimine bakmak Türkiye’de güvenli seçim karnesine dair bir ipucu veriyor.

Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, yerel seçimlerin yapıldığı 30 Mart günü elektrik kesintileriyle ilgili açıklamasında, “Espri yapmıyorum, trafoya kedi girdi. Bu ilk kez yaşanmadı. Bunu seçime bağlamak yanlış.” sözleri “Acaba bu seçimlerde de kediler mesaiye kalacak mı?” diye düşündürmüyor değil.

Oy pusulalarının sayılmamasından tutun da değiştirilmesine, tutanakların kayda eksik geçirilmesine varıncaya kadar birçok risk 7 Haziran seçimlerinde de hem adayları hem de oy kullanacak vatandaşları düşündürüyor. Adil ve eşit olmayan, güvensiz bir seçim geçirmenin yanı sıra, seçim öncesi ve sonrası yaşanan ihlaller de hâlihazırdaki endişelerin artmasına yol açıyor. Tarafsızlık ilkesine bağlı kalması gereken bir cumhurbaşkanının gönül verdiği parti adına 400 vekil istemesi, bilhassa iktidar partililerin devlet kaynaklarını açıktan kullanması, siyaset finansmanının şeffaf olmaması gibi birçok unsur, doğrusu bu seçimlerin de şaibeli geçeceği izlenimini kuvvetlendiriyor.

Yıllardır siyasi partiler her seçim sonrası hile yapıldığından ya da çeşitli şaibelerden dert yansa da, sonraki seçimde şikâyetçi oldukları konuda yine bir önlem almıyorlar. Siyasi partilerin seçim hazırlıkları bu endişelerin gölgesinde devam ederken, Türkiye için kritik bir dönemeç olan 7 Haziran seçimlerinin başlamasından bitimine kadar, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında sağlıklı bir şekilde yapılması için çalışan yani seçim güvenliğini önemseyen, ihlaller konusunda Yüksek Seçim Kurulu’nu (YSK) her fırsatta uyaran bazı sivil inisiyatifler de mevcut.

Avrupa Parlamentosu ve AGİT  de, 7 Haziran seçimlerin öneminin farkında. Bu seçimlerin kritik geçeceği sinyalini alan AP ve AGİT  öncekilerine nazaran bu seçimle daha ilgili. Avrupa Parlamentosu’ndan gelecek gözlemciler eşliğinde yapılacak olan 7 Haziran seçiminde güvenli bir ortam için neler yapılması gerektiğini, herhangi bir siyasi parti ya da ideolojiden bağımsız vatandaşlar olarak oylarımızı koruyup koruyamayacağımızı, ihlal ya da usulsüzlükle karşılaştığımızda ne yapmamız gerektiğini seçim güvenliği konusunda çalışan sivil oluşumlara, deneyimli isimlere ve konunun uzmanlarına sorduk.

OY VE ÖTESİ DERNEĞİ

Tamamen bağımsız ve gönüllülük esasıyla hareket eden Oy ve Ötesi Derneği, yerel seçimlerde “Sandık başında müdahale oldu mu, oylar doğru sayıldı mı?” şüphelerine son vermek için kuruldu. Dernek, yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçim güvenliğini sağlamak adına sandıklara sahip çıktı. Türkiye çapında 45 ilde seçmenlerin yüzde 62’sine ulaşabilecek şekilde organize olan dernekte bugüne kadar 45 bin gönüllü vazife alsa da, kusursuz bir seçim ortamı geçirmek adına derneğin hedefi 120 bin gönüllü.

Oy ve Ötesi Derneği’nin kurucularından Sercan Çelebi, 7 Haziran seçimlerinde en büyük riskin, seçimlerin bir şekilde gerekli denge ve denetlemenin dışında gerçekleşmesi olduğunu düşünüyor. Çelebi’ye göre, güvenli seçimin gözlemlenebilen ve gözlemlenemeyen iki ayağı var.

Gözlemlenen kısmı sandık başında oy kullanım ve oy sayımı esnasındaki denge mekanizması. Seçmenlerin yönlendirilmesinden tutun da geçerli-geçersiz oy tartışmalarının nasıl sonuçlanacağına kadar yine siyasi partiler hâkim. Gözlemlenemeyen kısım ise, SEÇSİS sistemi. Ama Oy ve Ötesi Derneği SEÇSİS’teki oyların sağlamasını yapmak adına hazırladığı yazılımla bu sistemi de gözlemlenebilir ve kamuoyuna açık hâle getirmeye çalışıyor. Seçimlerin kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde gerçekleşmesini garanti altına almak istediklerini anlatan Çelebi, “Tek derdimiz, sonuç ne olursa olsun hepimizin içine sinecek süreçten geçen bir seçim olması.” diyor.

Oy ve Ötesi Derneği ‘Nasıl olsa oyum boşa gidiyor’ düşüncesiyle oy kullanmayacak olanlara “Ne olursa olsun oy kullanın, oyunuzu koruyun. Hiç kimseyi sevmeseniz de daha az sevdiğiniz birileri vardır.” çağrısı yapıyor.Siyasi partilerle işbirliği yapma konusunda imtina ediyor Oy ve Ötesi. Ama sadece siyasi partilere değil, herkese bir teklifleri var. SEÇSİS sisteminin doğrulatmak için hazırladığı yazılımla seçim sonuçlarını bütün kamuoyuyla açıktan paylaşacaklar.  Oy ve Ötesi herkesi birlikte hareket etmeye çağırıyor ve ekliyor: “Tutanağın fotoğrafını çekip göndermek mesele değil. O sistem işlemiyor. Tutanaklar ilçeler düzeyinde toplanabilecekse, bizim gruplarımız konsolide bir şekilde bunları alıp teyit mekanizmasına geçirmeye müsait.”

MANSUR YAVAŞ: YSK KORKUYOR

30 Mart yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olan ve başkanlığı seçim hileleri yüzünden kaybettiği söylenen Mansur Yavaş seçim güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve karşılaşılması olası riskler konusunda hayli tecrübeli bir isim. Türkiye’de seçim öncesi veya seçim günü yaşanan ihlallerin, güvensiz seçim ortamının yüzde yüz yetkili ve sorumlusunun YSK olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa’yı ihlal ettiği gerekçesiyle HDP’nin YSK’ya başvurduğunu da hatırlatıyor Yavaş: “HDP başvurdu ama YSK başvuruyu iptal etti. YSK’nın görevini yapmaması da Anayasa’yı ihlaldir. YSK siyasallaşmaktan daha çok görevini yapmaktan korkuyor. Mesela sandık seçim kurullarında kamu görevlilerinin aynı sendikadan olduğu iddiaları var. YSK bu itirazları dikkatle incelemek durumunda.”

YSK’dan sonra seçim güvenliğini sağlaması gerekenin siyasi partiler olduğuna, onların da isabetli organizasyonlar yapamadığına dikkat çekiyor Mansur Yavaş. Ona göre, siyasi partiler müşahit olarak mümkün olduğunca genç ve idealist isimleri seçmeli ve ‘40 yıllık partilimiz, tecrübeli’ anlayışını bırakmalılar.

Yavaş’ın seçimlerle ilgili bir başka önerisi ise tutanakların küçük hücreler hâlinde bir araya getirilmesi. Tutanakların belli başlı yerlerde toplanıp sonrasında bir merkeze ulaştırılması gerektiğini vurgulayan Yavaş, seçim sonuçlarının X parti içinde de teyit edilir hâle gelmesinin önemli olduğunu anlatıyor. Aksi takdirde herhangi bir siyasi partinin il başkanlığının, o il çevresindeki birçok sandıktaki itirazlarını 24 saatte yapamayacağını da belirtiyor.

Yavaş’a göre, “Küçük hücrelere bölünerek bunun kontrolü sağlanırsa her sandıktaki ihlallere itiraz etme kolaylığı oluşur. Sonuçları YSK’nın listesiyle karşılaştırmak kolay olur.” YSK tarafından oluşturulan Seçim Kurulu başkanlarının hepsinin hâkim olduğunu ve seçimlerin hâkim nezaretinde yapıldığını söylüyor Mansur Yavaş. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yerel seçimlerle alakalı başvuruları sonucunda hâkimlerin bütün kararlarının AYM’nin denetlemesine açık olduğunu gördüklerini belirtiyor. Bu sebeple genel seçimlerde de hâkimlerin vereceği kararların AYM tarafından denetlenebileceğini düşünüyor.

Seçimlerin adil, eşit, dürüst bir şekilde geçmesini önemseyen bir diğer sivil oluşum Uluslararası Şeffaflık Derneği. Seçimlere yönelik farklı çalışmalar yaptıklarını anlatıyor Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan. Mesela içlerinden bir tanesi milletvekili adaylarına yönelik ‘Mal varlığınızı ve seçim bütçenizi açıklayın’ çalışması. 2 bin 500 milletvekili adayından bugüne kadar mal varlığını, seçim bütçesini açıklayanların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

Mal varlıklarının ve seçim bütçesinin açıklanmasının sadece seçimlerin eşit, adil geçmesi adına değil, yolsuzlukla mücadele adına da büyük katkı sağlayacağını düşünüyor Oya Özarslan. Dünyada bu konuda 180 ülkenin 108’inde seçim kampanyası bütçesinin halka açık olduğunu ve devlet tarafından denetlendiğini ise şöyle anlatıyor: “Bizde buna ilişkin bir mevzuat da yok, denetleyen de. Tamamen başıboş bir alan. 106 ülkenin 59’unda milletvekilleri internetten kamuoyuna mal varlıklarını açıklıyor. ‘Meclise girerken mal varlığım budur, çıkarken budur’ diyebilecek milletvekilleri lazım bu ülkeye.”

Diğer bir çalışmaları seçim ihlallerine yönelik. Gazeteci Arzu Yıldız ile beraber yürüttükleri çalışmada, devlet kaynaklarının propaganda amaçlı kullanımı, oy satın alma, kaynağı belirsiz bir şekilde parti ya da adayların hediye dağıtması, devlet yardımları, devlet memurlarının görevlerini seçim propagandası için kullanması, devlet protokolünün kullanılması gibi ihlal sınıfına giren birçok uygulamanın raporu tutuluyor. İhlal kapsamına giren fiillere ilişkin YSK’ya yazılı dilekçe gönderip, bilgi edinme başvurusunda bulunuyorlar.

İhlallerin Türkiye’de kanıksanmış olduğunu söyleyen Özarslan, YSK’nın işine geldiği gibi davrandığına dikkat çekiyor. Bütün kurumların siyasi perspektifle partizan gibi hareket etmesi durumunda bu tarz ihlallerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor ve  anayasanın 79. maddesini hatırlatıyor: “Seçimlerin dürüst, net ve şeffaf geçmesindeki tek yetkili YSK’dır. Hangi parti için olursa olsun ihlali kim yapıyorsa YSK harekete geçmeli.”

OYUNU NASIL KORUYABİLİRSİN?

Herhangi bir parti ya da ideolojiden bağımsız Oy ve Ötesi, Türkiye’nin Oyları, Ankara’nın Oyları, Sandık Başındayız, Demokratik ve Güvenli Seçim Girişimi gibi oluşumlara üye olabilirsiniz.  O gün siyasi tercihlerini ve ideolojilerini bir kenara bırakıp gerçekten sistemin doğru işlemesi, sandık güvenliğinin yasaya ve yönetmeliklere uygun şekilde gerçekleşmesi adına görev alabilirsiniz.  Çok büyük görevlerden tutun da sandık başında var olmaya kadar kademe kademe gönüllülük seviyeleri var.  ‘Bu benim için, geleceğimiz için önemli’ diyorsanız ilçe sorumlusu olup kendi ilçenizdeki okulları organize edip okullara adam bulabilirsiniz.  ‘Sadece seçim günü vakit ayırabilirim’ diyorsanız sandık sorumlusu olup sandık kurulunun gözünden kaçan, o an dikkat etmediği bilinçli veya bilinçsiz yanlış uygulamalarla ilgili uyarıda bulunabilirsiniz.  Müşahit olarak resmî şikâyet hakkınızı kullanabilirsiniz. Oy kullandığınız yerde müşahit değilseniz resmî bir itiraz hakkınız olmuyor.  Gerekli durumlarda yazılı tutanaklar tutup kamuoyunun gündemine getirebilirsiniz.  Müşahit olmasanız da vatandaş olarak sürecin sahibi olduğunuzu unutmayın. Anayasa vatandaşlara süreci takip etme hakkı veriyor. Yanlış giden bir şey görürseniz, insani ilişkiler çerçevesinde sandık kurullarını uyarabilirsiniz. Ama oradaki Oy ve Ötesi ya da diğer oluşumların müşahidini bulursanız, mutlaka, ‘Biz böyle bir şey tespit ettik’ diyerek sivil oluşum müşahitlerini yönlendirebilirsiniz. Ya da tespit ettiğiniz ihlalleri bir başka sivil oluşum olan Şeffaflık Derneği’ne iletebilirsiniz.

Oy pusulaları neden fazla basılıyor?

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 7 Haziran milletvekili genel seçiminde 56 milyon 617 bin 459 seçmen için 73 milyon 988 bin 955 oy pusulası bastırması da bu seçimlerde kafaları karıştırıyor. 17 milyon fazla oy basılacak olmasına YSK’nın cevabı önceki seçimlerde olduğu gibi  “Kanunen her sandığa, kullanılacak oy pusulasının yüzde 15 fazlası gönderilir.” oluyor.  Yangın, sel, deprem, kaza vs. gibi olağanüstü durumlara karşı her seçimde, fazla pusula basıldığı biliniyor. Fakat “Bu kadar büyük bir fark ne kadar normal?” sorusu düşündürüyor. Bunun yanı sıra AGİT’in  2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle alakalı raporunda yer alan bilgi, oy pusulalarına yönelik kuşkuyu artırıyor. AGİT misyonu, YSK ile görüşmesinde, kayıtlı seçmen sayısını soruyor. YSK, yurtiçinde 52 milyon 894 bin120, yurtdışında ise 2 milyon 798 bin 670 seçmen olduğu bilgisini veriyor. Bunun üzerine AGİT misyonu, “Kaç adet pusula bastırıldı?” diye sorunca, YSK’nın cevabı,  73 milyon 849 bin 80 adet oy pusulası oluyor.  Oysa ara raporda YSK görüşmesine dayanılarak bu pusulaların 69 milyon 279 bininin yurtiçi; 3 milyon 70 bin 80’inin yurtdışı; 1 milyon 500’ünün de sınır kapıları için ayrıldığı belirtiliyor. AGİT misyonu bu kez, “Bastırılan pusula sayısının yasal temeli nedir?” sorusuna tatmin edici bir cevap alamamış olmalı ki, raporun 5. sayfasında şu ifadelere yer veriyor: “YSK’nın basılacak oy pusulasının sayısı ile ilgili kararı net bir yasal temelden yoksundur.” Rapordaki bu cümle bile tek başına 7 Haziran seçimlerinin güvenilirliği konusunda uluslararası platformda ciddi endişeler olduğunu gösteriyor.

PARTİLERİN GÜVENLİK TEDBİRLERİ

AKP: Adalet ve Kalkınma Partisi seçim günü çalışmalarını 800 bin kişi ile sürdürecek. Bunun dışında gezici gözlemci de bulunduracak olan AKP, sandıkların yer aldığı tüm binalarda ayrıca kat ve bina sorumluları da görevlendirecek.

CHP: Cumhuriyet Halk Partisi seçimleri 350 bin sandık görevlisiyle takip edecek. Sandık güvenliği için her sandık çevresinde en az iki üye görevlendirmeyi planlıyorlar. Genel Merkez’e kurulacak sistemle, sandık başlarından gelecek sonuçlar YSK verileri ile karşılaştırılacak. Oy torbaları kurullara teslimine kadar sıkı takibe alınacak. CHP Genel Merkezi’nde kurulacak seçim takip merkezinde 60 partilinin yanı sıra 250 kişilik gönüllü bir ekip de görev yapacak.

HDP: Halkların Demokratik Partisi 100 bin kişi ile sandıkları koruyacak. HDP genel seçimlere ilk kez gireceği için sandık kurul üyesi değil de sadece müşahit buldurulabilecekken, Saadet  Partisi ve BBP  birleşince, HDP’ye de  sandık kurulu üyesi bulundurma hakkı doğdu. ‘Müşahitin El Kitabı’ ismiyle hazırlanan kitapçıklarla  görevlilere eğitim verildi.  Sandık kurulu üyelerinin yanı sıra müşahitler ile okul, koridor ve kat  görevlileri de olacak.

MHP: Milliyetçi Hareket Partisi 573 bin 231 partili ile sandıkları koruyacak. 12 bin 316 sandık başkanlığı yanında her sandık için 2 şahıs olmak üzere toplamda 348 bin 486 müşahit bulunacak. Yurtdışında 6 bin 828 sandık kurulu üyesi görev yapacak. Şaibe iddia edilmesi durumunda tutanağın örneği ya da resmiyle tutanaklar karşılaştırılacak. Sonuçlar bir çatı sistemi ile sandık başından 5-10 dakika içerisinde genel merkeze ulaştırılacak.

SAADET-BBP (MİLLÎ İTTİFAK): Saadet ve Büyük Birlik Partisi, sandıklarda toplam 112 bin asil üye ve beraberinde müşahit bulunduracak. Oy hırsızlığına karşı bütün sandıklara temsilci yerleştirilecek. İlk 5’e girilen yerlerde sandık kurulu üyesi görev yapacak. Kadın kolları, gençlik kolları ve ana teşkilattan 6 üye her okulda görev yapacak. Bilgisayar aracılığıyla neticeler anında ilçe, vilayet ve genel merkeze bildirecek. Yurtdışı seçim kurullarında asil üyeler bulunacak.

 

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>