Görme Engelli Fotoğrafçı Cıvan İlici: En Çok Oğlumun Fotoğraflarını Görmek İstiyorum

 

 

‘Kör Fotoğrafçılar’ projesi kapsamında makineyi ilk kez eline aldığından bu yana göremediği güzellikleri fotoğraflayan Cıvan İlici, “İstanbul’a Bakıyorum Gözlerim Kapalı” sloganıyla açılacak Körlük Müzesi’ndeki sergiyi sabırsızlıkla bekliyor. İlici, en çok oğlunun yüzünü görmek istediğini söylüyor.

TUĞBA KAPLAN – 09 Ekim 2010

‘Gözleri görmeyen biri, fotoğraf çekebilir mi?’ diye sorsak hiç kuşkusuz ‘hayır’ cevabını verir pek çok insan. Nitekim Türkiye’nin ilk görme engelli fotoğraf sanatçısı Cıvan İlici ile tanışana kadar biz de aynı düşüncedeydik. 2007 yılında ‘Kör Fotoğrafçılar’ projesi kapsamında makineyi ilk kez eline aldığından bu yana göremediği güzellikleri fotoğraf karesine sığdırıyor İlici. Gökyüzü, deniz, çiçekçi kız, cennetteki tuba ağacı ve daha neler neler… Cıvan Bey bugünlerde “İstanbul’a Bakıyorum Gözlerim Kapalı” sloganıyla açılacak Körlük Müzesi’ndeki sergiyi sabırsızlıkla bekliyor.

İlici’yi sadece bu özelliğiyle tanıtmak yetersiz kalır. Çünkü onun yeteneklerini saysak bitmez. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu ve şu anda aynı bölümde araştırma görevlisi. Türkiye’de ilk kez görme engellilere yönelik bilgisayar teknolojilerini kullanma imkânlarını sunan ve manilerin psikolojik analizini yapan bir kültür psikoloğu.

Fotoğraf makinesini elime ilk aldığımda çöplükleri çektim

Proje yönetmeni Nuri Kaya, 2007 yılında Cıvan Bey’e gitmiş ve ondan fotoğraf çekmesini istemiş. “O güne kadar hayatımda fotoğraf yoktu ama görsel olmasa da varlıklar vardı.” diyen İlici, o anda fotoğrafını çekmek üzere neden bir çöp kutusunun yanına gittiğini şöyle anlatıyor: “Ben görmeyen biri olarak, karşıdan karşıya geçerken hep çok bekledim ve beklerken bana çöp kutusundan gelen kokular eşlik etti. Çöp kutusu koktuğu için insanlar nasıl kutulara yaklaşmıyorlarsa, bize de kör olduğumuz için pek yanaşmak istemiyorlar. Beklemenin bir gizemi var burada. Beklemek doluluktur.”

İlici’nin fotoğrafçılık serüveni böylece başlamış. Mimar Sinan Üniversitesi’nde profesyonel olarak fotoğrafçılık eğitimi aldıktan sonra, çocukluktan beri içinde ukde olan şeyi gerçekleştirme yolunda büyük bir adım atmış. Görmediği halde fotoğrafları nasıl çektiğini soruyoruz kendisine. İlici’nin verdiği cevap manidar: “Sezgilerimle.”

Küçük yaşlardan beri şiir yazdığını, edebiyat ve sanatla iç içe olduğunu anlatan İlici, “İçimde ifade etmeyi istediğim çok şey vardı. Fakat sözcükler bunları anlatmaya yetmiyordu. Sonra karşıma Nuri Bey çıktı ve kesinlikle fotoğraf çekerek kendimi daha iyi ifade edebileceğime karar verdim.” diyor.

Görsellik insanların içinde tutsak oldukları büyük bir hapishane

Görebilen insanlar için üzüldüğünü ifade eden İlici, görselliğin insanları maddeciliğe, ışığa hapsettiğini söylüyor. İlici görselliği şöyle tarif ediyor: “Görsellik insanların içinde tutsak oldukları büyük bir hapishane. Tutsak oldukları için hayatı okumaları, Allah’ın onlara verdiklerinin, yeteneklerinin değerini bilmeleri, her şeyden önce insan olduklarını ve neler yapabileceklerini anlamaları çok zor.” Bugüne kadar ona çoğu insan sormuş ‘Görmek ister miydin ve en çok neyi görmek isterdin?’ sorusunu. Ama o sadece 7 yaşındaki oğlu Ege Arda sorduğu zaman bu soruyu ciddiye almış. Arda’nın sorusuna verdiği cevap ise oldukça anlamlı ve insanı gerçekten duygulandırıyor. Cıvan Bey en çok oğlu Arda’nın yüzünü ve okumayı öğrendiğinden bu yana okuduğu kitapları görmek istediğini söylerken gözyaşlarını tutamıyor. Bir de çektiği fotoğrafları incelemek istermiş. Çünkü, çektiği fotoğraflar eline gelmeden gidiyormuş. “Oysa ki bir fotoğrafçı fotoğrafını eline alıp bakabiliyor, saklayabiliyor. Ama benimkiler ellerimden kayıp gidiyor ve evladımı kaybetmiş gibi çok üzülüyorum.” derken cümleleri sanki boğazına düğümlenmiş gibi duraksıyor.

Ünlü edebiyatçılar onların karelerine metin yazacak

Kör Fotoğrafçılar adıyla başlayan proje ileride kurulması düşünülen ‘Körlük Müzesi’ne doğru emin adımlarla ilerliyor. Körlük Müzesi’nden konuşurken, bu projenin Cıvan Bey’i en çok heyecanlandıran çalışmalardan biri olduğunu söyleyelim. Körlük Müzesi’ndeki fotoğraflar, doğuştan tamamen görme engelli 100 kişinin İstanbul’u fotoğraflayacağı ve İskender Pala, Ali Ural, Adalet Ağaoğlu, Ece Temelkuran, Sunay Akın gibi 200 edebiyatçı, düşünür ve gazetecinin bu fotoğraflar üzerine metinler yazacağı ‘İstanbul’a Bakıyorum Gözlerim Kapalı’ başlığıyla sergilenecek. Sergide fotoğraflar ile metinler yan yana, yani iki görme biçimi yan yana gelecek. Çünkü metinler Braille alfabesinde yer alacak. Fotoğrafları görebilenlerin metni okuyamadığı; metni okuyabilenlerin fotoğrafı göremediği bu sergi; görme biçimleri, körlük, hayat, sanat ve kent algıları üzerine olacak.

[email protected]

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>