Dünya Ramazan’la Kucaklaşıyor

Allah’ın rahmet iklimi kıldığı Ramazan ayının son birkaç gününe girmiş bulunuyoruz. Bayrama günler kala buruk bir heyecan içindeyiz. Biz bu duyguları yaşarken dünyada Ramazanların nasıl geçirildiğini hiç merak ettiniz mi?

TUĞBA KAPLAN – YENİ BAHAR DERGİSİ | 16 Ağustos 2012

Bir Ramazan’ı daha geride bıraktık. Kimilerinde bu mübarek ayı hakkıyla idrak etmiş olmanın ve bayrama çıkmanın sevinci varken, kimileri de sonraki yılın Ramazan’ına kavuşma hayali kuruyor. Çoğumuzun çocukken anne-babasından dinlediği sıcak yaz Ramazanlarından birini yaşamış olmanın zorluğu kadar, Rabb-ü Rahim’in emrini yerine getirmiş olmanın huzuru sarıyor ruhumuzu. Bu duyguyu hisseden elbette sadece biz değiliz. Dünyanın dört bir köşesinde, Müslümanların olduğu her yerde Ramazan’ın yaşandığını söylemek mümkün. Şüphesiz her ülkede aynı şartlar ve atmosfer olmasa da, kutlu ayın efil efil esen rüzgârı bütün dünyayı etkisi altına almış durumda. Birbirinden ilginç gelenekleriyle dünyada bu ayın nasıl geçirildiğini ve bayramların nasıl olduğunu merak etmemek elde değil. Gidip bizzat görememiş olsak da, şimdilik dünyanın dört bir köşesinde Ramazan’ı yaşayan ve bayramı heyecanla bekleyenlerin anlattıklarına kulak verdik. Gördük ki Ramazan her yerde ayrı güzel.

ABD / NEW JERSEY: Esra Yalçın

İki yıl önce Amerika’ya üniversite okumak için giden Esra Yalçın, New Jersey’de hem Ramazan hem de bayramı geçirmiş. Burada Türkiye’deki gibi yoğun bir Ramazan duygusu içine girememiş. Yine de Türk marketlerin Ramazan öncesi kumanya hazırlaması, bayrama yakın baklava siparişlerini arttırması ya da markete giren müşterilere şeker ve kolonya ikram etmesi ülkeye Ramazan ve bayramı yaşatmak için atılan adımlardan birkaçı. Yalçın, eyalette bulunan Türk Kültür Merkezi’nin her yıl olduğu gibi bu yıl da Ayların Sultanı’nın daha iyi hissedilmesi için toplu iftarlar organize ettiğini anlatıyor. Sadece Müslümanlara değil, eyaletteki tüm insanlara kapılarını açan kültür merkezi din, dil, ırk demeden herkesi aynı masa etrafında Ramazanlaşmaya davet ediyor. Amerika’da yaşayan Müslümanlar sadece kültür merkezinde değil birbirlerinin evinde de buluşarak, bu kutsal günleri beraber ihya etmeye çalışıyor. Ülkede bayramların olmazsa olmazı ise toplu bayramlaşma ve sabah kahvaltıları. Önce büyük bir salonda bir arada yapılan kahvaltının ardından, bayramlaşma merasimi başlıyor. Eş-dost-akraba bu vesileyle bir araya geliyor.

BOSNA HERSEK / SARAYBOSNA: Amel ve Mediha Duranovic

Osmanlı mirasının hemen hemen bütün Balkanlar’da yaşatıldığını söylemek mümkün. Bosna Hersek de bu ülkelerden biri. Amel ve Mediha Duranoviç çifti, Bosnalı kadın ve erkeklerin Ramazan’ı bir daha onu göremeyecekmiş gibi geçirdiklerini anlatıyor bize. ‘Ramazaniye’ diye bilinen özel pide Bosna’da iftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği. Sıcak ‘Ramazaniye’lerin ve çeşit çeşit yemeklerin olduğu sofra başında iftar vaktinin girdiğini gösteren top atışı büyük heyecanla bekleniyor. İftarın ardından kadınlar Saraybosna’daki Hacı Camii’nde hafız bir bayanın okuduğu ‘kadın mukabelesi’ne gidiyor. Kadınlarla ilgili meseleleri anlatan bir hoca, öğlen ilmihal dersleri veriyor. Erkekler de kendi aralarında Kur’an-ı Azimüşşan’ı okuyor. Özellikle Ramazan’ın son on gecesinde bin aydan daha hayırlı diye bilinen Kadir Gecesi’ni yakalamak için toplu gece namazları kılınıyor. Kadir Gecesi için özel programlar hazırlanıyor. Mevlitler, zikirler ve tabiî ki Ramazan’ın vazgeçilmezi teravihlerle Bosna geceleri süsleniyor. Ramazan’ın son gecesi, cami kandilleri ve evlerdeki ışıklar, bayram sevincini göstermek için yakılıyor.

IRAK / SÜLEYMANİYE: Razee Hussein-Jamal

Ramazan rüzgârı her ülkeye farklı esintiler götürüyor. Böylesine kutlu bir ayı, savaş ve çatışmaların gölgesindeki Irak dahi, samimiyet ve huzurla geçiriyor. Razee Hussein-Jamal’a göre ülkede samimiyet ve yakınlaşma bu ayda daha çok ön plana çıkıyor. Muhtaçlara yapılan yardımların artması, toplanması ve iftar sofralarının kurulması Ramazan’ın geldiğini hissettiriyor. Bu ayda insanlar bir araya gelerek Allah’a daha çok yakınlaşıyor. İftar davetleri, akraba ziyaretleri, sahur organizasyonlarıyla aile, dostluk ve komşuluk bağları güçleniyor. Irak’ta bayram, Türkiye’den pek farklı değil. İlk gün vefat eden yakınların mezarları ziyaret edilip, Kur’an ve dua okunduktan sonra bayram ziyaretleri başlıyor.

İTALYA / VENEDİK: Ramazan Sayınlar

Ramazan Sayınlar yurtdışında bayram ve Ramazanların daha sessiz sakin geçtiğini düşünüyor. Özellikle Venedik’te Türk nüfusun az olmasının bunda etkisi fazla. Ona göre, özel günlerden istifade etme olanağı insanların iradelerine bağlı. Kul ne kadar çok şey yapmaya çalışırsa, ruhu, o günlerin manalarından o kadar istifade ediyor. Bu yıl İtalyanlarla iftar sofrasına oturduklarını aktaran Sayınlar, onların da bu bereketten istifade ettiğini, aynı dinden olmasalar da ruhlarının Ramazan heyecanını hissettiğini düşünüyor. Geçen yıl Venedik’te yaşayan az sayıda Türk, bayramın birinci günü sabah bir araya gelmiş. Sayınlar, bayramların en güzel kısmının o an olduğuna inanıyor.

JAPONYA / TOKYO: Yoko Mizumoto

Yoko Mizumoto Japonya’daki Ramazanları Türkiye’deki kadar özel bulmuyor. Özellikle iş hayatında oruçlu olmanın çok daha zor olduğunu anlatıyor. Japonya’da uluslararası bir helâl gıda danışmanlık firmasında çalışan Mizumoto, “Eğer patronum Malezyalı bir Müslüman olmasa, Ramazan’ı bu kadar kolay geçiremezdim.” diyor. Bu mübarek ayda Japonya’daki Büyük Türk Camii’nin önemli faaliyetleri oluyor. Camide hem Ramazan hem de bayram boyunca her gün yemek veriliyor ve çok fazla insan bundan istifade ediyor. Bayramlar Japonya’da normal bir gün gibi geçse de, Malezya’da bayramın birinci günü tatil olduğu için Mizumoto’nun işyeri o gün kapalı. Görünen o ki Mizumoto Japonya’daki diğer Müslümanlara nazaran daha şanslı.

KANADA / QUEBEC: Arifa Serter

Türk anne ve Kanadalı babanın kızı Arifa Serter. Doğup büyüdüğü Kanada’da Ramazan’ı geçirmenin çok da kolay olmadığını düşünüyor. Ülkemizdeki manevî iklim özellikle Müslümanların az olduğu uzak diyarlarda pek yakalanamıyor. Bu sebeple Kanadalı Müslümanlar kendilerini Ramazan ayında daha sorumlu hissediyor. Özellikle gençler bu ayda aileleriyle daha çok vakit geçirmeye çalışıyor. Toronto ve Kanada’da Müslüman gençler her akşam camiye gidip, beraber iftar yapıyor. Camide teravih namazları kılıp, ilahiler söylüyor. Kanada Müslüman Dernekleri (Muslim Association of Canada) öncülüğünde bir araya gelmek ise Kanadalı müminler için olmazsa olmazlardan. Burada yapılan sohbetlerde herkes hayat tecrübesini paylaşıyor. Ramazan’ı daha iyi geçirmek ve bayramı güzel karşılamak için fikirler ortaya atılıyor. Böylece bu kutlu ayı Kanadalı Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde geçiriyor.

MAKEDONYA / ÜSKÜP: Ardita Lamallari

Osmanlı mimarîsi ve geleneğinin yaşatılmaya çalışıldığı ülkelerden biri de Makedonya. Ardita Lamallari, on bir ayın sultanının ülkeye farklı bir atmosfer getirdiği kanaatinde. Ramazan’la birlikte Müslümanlar birbirine daha çok bağlanıyor. Ezan sesleri başka bir heyecanla bekleniyor, sahur ve iftar vakitlerinde evlerdeki ışık farklı yanıyor. Ona göre bu ışık Ramazan’ın bereketiyle daha da artan sevgi, saygı, muhabbet ve uhuvvetin ışığı. Allahu Teâlâ verdiği bütün zenginliklere bu ayda çok farklı bir gözle bakılmasını istiyor. Sahurlar bir başka renk katıyor Makedonya gecelerine. Taze ekmek almak için gece yarısı fırın önlerinde sıra bekleyen insanlar, karanlığı renklendiriyor. Ülkesinde bayramların her haliyle Osmanlı’daki gibi yaşandığını düşünüyor Lamallari. Ve Osmanlı’nın bayramlardaki birlik, beraberlik ve huzur atmosferini hissetmek isteyenlerin bir bayramı mutlaka Makedonya’da geçirmesini tavsiye ediyor.

MISIR / KAHİRE: Marjona El- Mosley

İftarıyla sahuruyla Ramazan, Mısır için tam bir şölen havasında geçiyor. Ayrıca evlerin camlarına bir ay boyunca duracak farklı renkte kandiller asılıyor. İsmi Fanus olan bir Ramazan ezgisi büyük küçük bütün Mısırlıların dilinden düşmüyor. Marjona El Mosley, Allah’ın ayı olan bu zaman diliminde insanların camiden çıkmadığını aktarıyor bize. Bayramlar da Ramazan kadar eğlenceli ve bereketli geçiyor El Mosley’e göre. Bayrama hazırlık Ramazan’la birlikte başlıyor. İnsanlar bayramı hem kalplerini hem de evlerini temizleyerek karşılıyor. Çocuklara evlerini sabahtan açan komşular bayram boyunca onlara tatlı, şeker ve hediye ikramında bulunuyor.

PERU / LİMA: Esra Çakıcı

Esra Çakıcı, Güney Amerika ülkesi olan Peru’da Ramazan’ın buruk geçtiğini söylüyor. Zira burada, Türkiye’deki gibi her akşam dışarıda birlikte iftara gitme, sahur yapma ve teravih kılma geleneği çok yaygın değil. Peru’nun Ramazanlarına hareketlilik ve bereket katan tek şey, bir elin parmağını geçmeyecek sayıdaki Müslümanların kendi aralarında yaptığı iftarlar. Ezan olmadığı için ibadet vakitlerini tayinde güneşin durumuna baktıklarını belirten Çakıcı, “Peru’ya gidene kadar daha önce güneşle hiç böyle bir irtibatım olmamıştı. Geldiğimden beri kendisiyle bayağı yakınlaştık.” diyerek ezanı duymamanın hüznünü nükteli bir dille paylaşıyor bizimle. Peru’da şu günlerde mevsimin kış olması ise Ramazan’ı oldukça kolaylaştırıyor. Peru’nun Ramazan ve bayramlarını şenlendiren unsurlar ise şunlar: Kimse Yok mu gibi derneklerin yaptığı yardım programları, erzak ve yardım dağıtımları, bir de devlet erkânının da katıldığı büyük iftarlar.

SENEGAL / DAKAR: Yacine Diop

Müslüman bir ülke olan Senegal’de Ramazan, heyecanla beklenen özel bir ay. Bu zaman diliminde insanların bir araya geldiğini anlatan Yacine Diop, Ramazan’ın insanları birleştiren bir etkisi olduğunu düşünüyor. Öyle ki Senegal’de insanların ruh dünyaları kadar davranışları da değişiyor Ramazan’da. Camilerde sabahlara kadar Kur’an okunuyor, ibadet yapılıyor, cami ışıkları sabaha kadar açık kalıyor. Ramazan bereketi, yağmurla birlikte geliyor. Yağmur insanları kurak yaz havasından uzaklaştırırken, ürünlerin de kurumasını engelliyor. Diop, ülkedeki Türk okullarının Ramazan’ın eğlenceli ve verimli geçmesine katkıda bulunduğunu söylemeden edemiyor. Özellikle büyük iftar programları ve muhtaç insanlara yapılan yardımlarla bu ayın bereketi ve huzuru paylaşılıyor.

VİETNAM / HO CHİ MİN: Songül Doğan Ger

Songül Doğan Ger, sekiz yıldır Vietnam’da. Ger’e göre bu ülkede, Ramazan huzur, bereket ve sükûnetle geçerken, bayramlar da bir o kadar hareketli ve eğlenceli oluyor. Vietnam’da bayram denince akla gelen ilk şey hediyeleşme. Bayram, hediyeleşme için hazırlanan çekilişle tam bir hafta önceden başlıyor. Armağanlar alınıp, paketleniyor ve bayram sabahı sahibine verilmeyi bekliyor. Poğaça, börek, kek ve kahvaltılıklarla iştah açıcı bir bayram sofrası hazırlanıyor. Erkeklerin namazdan çıkışıyla toplu bayramlaşma yapılıyor. Asıl bayram kutlaması akşam oluyor. Her bayram bir otel salonunun kiralandığını anlatan Songül Doğan Ger, salondaki kutlamaya Vietnamlı arkadaş ve dostlarını davet ettiklerini dile getiriyor. Ailelerden gelen telefonlarla gurbetteki bayram, bir nebze daha neşeleniyor.

[email protected]

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>