Komik kıyafet yönetmeliği

Komik kıyafet yönetmeliği

Bıyığın şekli, ayakkabının topuğu, eteğin boyu derken kamuda kılık-kıyafet yönetmeliği listesi uzayıp gidiyor. İnsanı memuriyetten soğutan, darbe anayasasına ait bu yönetmeliğin hâlâ uygulanması memurları rahatsız ediyor.

Birçok insanın zulmüne uğradığı 12 Eylül darbesi şimdilerde yargılanıyor. Ama ne var ki, bugün hâlâ darbenin ürünü 1982 Anayasası’ndaki yönetmelikler geçerliliğini koruyor! Bunlardan bir tanesi de çoğu insanın kavramsal olarak bildiği ‘Kamu personelinin kılık kıyafetine ilişkin yönetmelik’. Sadece haberdar olduğumuz ama içeriğine dair bir fikrimizin olmadığı bu yönetmelikte neler yok ki! Öncelikle kadınlar için şerh düşülen maddeye bakalım: “Elbise, pantolon, etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar ve-veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnak normal kesilmiş olur… Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.”

Etek boyundan ayakkabı topuğuna, gömleğin şeklinden tırnağa, saça başa varıncaya kadar bir devlet memuresinin dikkat etmesi gereken noktalar bunlar. İlginç olan düzgün elbiseden kastın ne olduğunun yanı sıra sade ayakkabının da ölçüsü kafa karışıklığına sebep oluyor. Normal topuğun ne kadar olacağı belirtilmemiş! İdeali kaç santimetre acaba? Kesilmiş normal tırnaklara gelince, orası tam bir muamma. Ya tırnağı uzamıyorsa ya da ojeliyse… Bunların belirtilmemiş olması ilginç olduğu kadar, yönetmelikte büyük eksiklik hissi uyandırıyor!

Favoriler kulak ortasından aşağıya kadar bırakılamayacak!

Erkeklerle ilgili madde ise ‘güler misin ağlar mısın?’ dedirtecek cinsten.

“Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar kapalı temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıya favori bırakılamaz. Saçlar kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz, bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılamaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir. Bina içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.”

Kadınlar için ‘baş daima açık’ ibaresine yıllardır akıl erdiremezken, aynı hükmün erkekler için neden kullanıldığı ayrı bir merak konusu. Ya favorinin kulak ortasından aşağıya kadar bırakılamayacak olmasına ne demeli? Bıyığın boyu ve eni konusunda belli ki yönetmeliği yazanlar da kararsız kalmış! ‘Üst dudak boyunu geçmez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur.’ Salt bıyıkla ilgili beş ayrı kural belirlenmesi, doğrusu körelmiş zihinlerin ürünü olduğunu gösteriyor.

Özgürlük için 10 milyon imza

1982’den bu yana birçok bürokrat geldi geçti. Neticeye bakılırsa hiçbirinin bu yönetmeliği okumadığı, hatta rahatsız olmadığı görünüyor. İlk okuduğunuzda sadece gülüp geçebilir ya da ilgilenmeyebilirsiniz. Ama gerçek olan bir şey varsa o da, bu yönetmelikteki maddelerin günümüzde reel bir karşılığının olmayışı. Memur-Sen Konfederasyonu bu uygulamaya son vermek, kamu çalışanlarının kılık-kıyafet özgürlüğünü geri almak için bir kampanya başlattı. “Özgürlük için 10 milyon imza”… Bir hafta önce başlayan imza kampanyası, şimdilerde 2 milyonu aşmış durumda. 10 milyon imzanın toplanması durumunda, konunun Meclis’te görüşülmesi gündeme gelecek.

Yasaklar, sunulan hizmeti olumsuz etkiler

Doç. Dr. Metin Pişkin (Ankara Üniv.  Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğr. Üyesi): Ayakkabıların ne sıklıkla boyatılması gerektiğinden tutun, saç ve favori uzunluğunun belirlenmesine kadar bir dizi anlamsız ve çağdışı maddeden oluşan yönetmeliğin ne uygulanabilir bir tarafı var ne de kimseye bir faydası. Kılık kıyafet, çalışılan sektörlere ve mesleklere göre farklı şekilde biçimlendirileceği gibi, çalışanların kendi inisiyatiflerine de bırakılabilir. Kamu personeli kendi tarzına göre kıyafet seçme özgürlüğüne sahip olmalı. İnsanların yaşamlarının yaklaşık yüzde 30’u işyerinde geçiyor. Kişisel özgürlüklere yer vermeyen ve çalışanları mutsuz eden giysileri neredeyse bir ömür boyu giymeye zorlamak, sadece sunulan hizmetlerin niteliğini olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda iş tatminlerini de düşürür .

1982’den kalan birçok yönetmeliğin yenilenmesi taraftarıyım

Yrd. Doç. Dr. Kenan Çayır (Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi): Yönetmeliğin tamamen kaldırılması zor. Bunları toplumsal, siyasal bağlamdan farklı düşünemeyiz. Açıkçası 1982’den kalan birçok yönetmeliğin yenilenmesi taraftarıyım. Toplumsal bağlam derken burada aslında temel sıkıntının başörtüsü olduğunu biliyoruz. Ülkenin sosyolojisini düşündüğümde bu konuda herhangi bir yasak olmaması gerek. Türkiye böyle modernleşemez. Türkiye’yi başı açık ya da kapalı olanlar yönetiyor olarak düşünmemek lazım. Farklı giyinen, farklı ideolojilere sahip olan insanlar modernleşmeyi ve çoğulculuğu getirir. Böyle bir imza kampanyası bu yönetmeliğin değişmesi için başlatılmış güzel bir örnek. Bu tartışmalarının sağlıklı olması ve kamusal olması için sorgulanması gerekli

Neredeyse çalışanların ayakkabı numarası bile belirlenecek

Ahmet Gündoğdu (Memur-Sen Genel Başkanı): 80 darbesi ve 82 Anayasası’nın ürünü olan bu ucube yasaktan kurtulmak istiyor memurlar. Milletin değerlerine saygı duyan yeni bir yönetmelikle bu sorun çözülebilir. Cinsiyet ayrımcılığını şiddete dönüştürüyor bu madde. Başörtüsü yasağı da kadına uygulanan bir şiddet. Bu yasak ile kadınların eğitim çalışma ve siyasette yer alma hakları gasp ediliyor. Biz konjonktürel bir özgürlük istemiyoruz. Özgürlükler yasalarla teminat altına alınmalı. Yönetmelikte yer alan ‘başı açmak, kravat takmak, bıyığı dudak hizasından kesmek’ görevin gerektirdiği niteliklerden mi sayılıyor? Başörtülü bir kadın mühendis, mühendislik bilgisini mi kaybediyor? Kravat takmayan bir öğretmenin, pedagojik formasyonu mu geçersiz oluyor? Neredeyse çalışanların ayakkabı numarasını bile belirleyecek kadar despotik bu yaklaşımın bir an önce değişmesi gerekiyor.22

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>