Doğru nefes alma Hu’ya dayanıyor

Doğru nefes alma Hu’ya dayanıyor

TUĞBA KAPLAN – İSTANBUL

26 Temmuz 2013, Cuma

Gönül Hurmalı, müzik eğitmeni ve besteci. Kur’an okumayı öğrenirken kıraat talimi ile şan eğitimi arasındaki benzerliği farketmiş ve bu konuyu araştırmaya başlamış. ‘Kur’an ve Şan Tekniği Hu’ kitabında bu iki zıt alanın ortak noktalarını ele alıyor.

Hafızlık eğitiminde uygulanan bazı yöntemlerin opera çalışmaları sırasında kullanıldığını biliyor muydunuz? Birbirine oldukça uzak bu iki alanın aslında bu kadar yakın olması size de ilginç gelmiş olmalı. Müzik eğitmeni, besteci Gönül Hurmalı, Kaynak Yayınları’ndan çıkan ‘Kur’an ve Şan Tekniği Hu’ kitabında bu iki zıt alanın ortak noktalarını ele alıyor. Hurmalı, ayrıca Türk operasının duayenlerinden, şan pedagogu Sabahat Göksu Tekebaş’ın İzmir’deki tek kız öğrencisi. 1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda üçüncü sınıfa kadar hocasının dizinin dibinden ayrılmaz. O dönem 20 yaşında olan Hurmalı, ‘Ne olacağız, sonumuz nereye gidiyor?’ gibi soruların peşine düşer. Bu sorgulama esnasında bir gün farklı bir kapı açılır önüne. Geri çevirmemek için gittiği sohbette gördüğü karşılıksız sevgi ortamını tuhaf karşılasa da hoşuna gider. Sohbette Risaleler’den 23. Söz anlatılır. O an duyduğu bütün temsilleri kendi içinde yaşar adeta. Risale-i Nur’un insanı içine çeken yapısını ilk defa o gün fark eder. ‘Ene’sini kırıp, Allah’a teslim olur. Ertesi gün dersini kaçırdığı için kızacak endişesiyle okula gittiğinde, Sabahat hocanın okula gelmediğini ve  bu durumun ilk olduğunu öğrenir. İnanılmaz bir tevafuktur onun için. Sonrasında sohbetlerin müdavimi olur.

‘Allah yolunda olmak güzeldir’

Bir süre sonra Kur’an öğrenmeye başlar. Bir gün şan ve Kur’an eğitimlerinin birbirine ne kadar çok benzediğini fark eder. Belli harflerin tutulması, belli harflere vurulması ona şan eğitimini hatırlatır. Çevresindekilerle paylaşır bu benzerliği. Abdullah Aymaz’ın önerisiyle kitap çalışmasına başlar. 25 yıl sonra, şimdi 88 yaşında olan Sabahat hocasını ziyaret eder. Bir talebe edasıyla hocasının karşısına geçip Kur’an-ı Kerim okur. Sabahat Göksu, teknik açıdan değerlendirir öğrencisini. Kur’an-ı Kerim’deki burun, geniz harfleri ile şan’daki geniz noktalarının bu kadar çok benzemesini yadırgamaz ama hayretle karşılar. Öğrencisine, “İyi ki bu yolu seçmişsin. Allah yolunda olmak güzeldir.” der ve daha iyi olması adına belli eleştirilerini söyler. Hz. Davud’un (as) akustiğini duyunca daha da etkilenir. “Hocalarım Musevi’ydi acaba biliyorlar mıydı?” der.

Kur’an ve şan eğitiminin benzediği noktalar

Gönül hurmalı’ya Kur’an ve şan eğitimi arasındaki benzerliği soruyoruz. Uygulamalı görmek aradaki bariz benzerlikleri görmeyi kolaylaştırıyor. Hurmalı, şan eğitimi sırasında ısınma egzersizleri, arkasından yapılan sesi açma ve sınırlarını genişletme çalışmalarının tecvitle birebir örtüştüğünü söylüyor. Şan tekniğiyle Türkçedeki ‘m’ harfini egzersize örnek veriyor. Sonra tecvitte ‘mim’ üzerine kurulu birçok nokta olduğunu belirtiyor. ‘Gunne’ başlığı altında genizde tınlatma, sesi genizden geçirerek okuma noktalarının şan eğitiminde de verildiğine dikkat çekiyor. Kur’an okumanın odak noktası olan, burun ve genizden yapılan ihfa tecvidinin de bir şan tekniği olarak kullanıldığını vurguluyor. Sonra Kur’an’daki ‘mim’ harfini tecvitli okuyor. Kur’an’da müzikteki gibi matematiksel kuramlarına uyan noktaları anlatıyor. Mesela her bir harfteki 8’lik notanın yarım vuruşa tekabül etmesi gibi. Tecvitteki 1,5 elif miktarının şanda 1,5 vuruş beklemeye denk geldiğini anlatıyor. Kur’an talim hocası ile şan hocasının uygulamalarının bile aynı olması ise bir başka benzer nokta. Her ikisi de harfteki titreşimi görmek için talebenin burnuna dokunuyor.

doğru nefes alma ‘Hu’ya dayanıyor

Doğru nefes almanın ‘Hu’ya yani Allah lafzının sonundaki ‘he’ye dayandığını düşünüyor gönül hurmalı. Karından nefes alıp Allah lafzının sonunda bir nefes boşaltmayla ‘hasta, yorgun he’ denilen harf ortaya çıkıyor. Hurmalı, besmelenin de aynı şekilde içinde çok  rezonans alanları barındırdığı kanaatinde. Talim eğitiminde besmelenin harfleri ‘ağız boşluğu harfleri’ diye geçiyor. Şanda ise buna ‘rezonans boşluğu’ deniyor.

Gönül Hurmalı. Bir gün evde sesli okuma yaparken, harfin rezonansta tınlayıp tınlamadığına bakar. Harfleri tam doğru yerinden çıkarmaya çalışır. Derken Allah lafzını söylediği anda, içinde adeta bir vav harfinin oluştuğunu hisseder. O güne kadar tablolarda, kolye ve yüzüklerde gördüğü Vav’ın hem Allah hem bebek hem de insan varlığını temsil edebileceğini öğrenir. Anne karnındaki iki büklüm bebeğin de, secde eden insanın da vav Cenab-ı Hakk’a bakan yönleri olduğunu düşünür. Sonrasında Vav Sanat grubuyla çalışmaya başlar. Gönül Hurmalı İzmir’de devam ettiği Kur’an ve şan tekniklerini Vav Sanat aracılığıyla belli seminer ve eğitimlerle İstanbul’da da verecek.

Allah Resulü’ne tecvidi Cebrail (as) öğretti

İşin ehliyle sohbet etme imkânı bulunca “Kur’an’ı nasıl güzel okuruz?” diye soruyoruz. Gönül Hurmalı doğru nefes alma, akustik ve rezonans gibi aşamaları geçip ardından alınacak ciddi bir talim dersiyle Kur’an’ın çok güzel bir şekilde okunabileceğini vurguluyor. Talim eğitimini çok önemsiyor. Her ne kadar bu eğitimi verebilecek kurs ya da kurum bir elin parmağını geçmese ve özel insanlar seçilse de, bir şekilde bu eğitimi almaya başlamış. Şimdilerde İzmir’de bir hafızlık kursunda talim görüyor. Bunun sebebini ise, “Kitabı hazırlayana kadar iyi bir düzeyde okuyordum. Ama bu çalışmayla taklit okumak istemediğimi, Kur’an’ın hakkını vermem gerektiğini fark ettim.” sözleriyle açıklıyor. Gönül Hurmalı, çalışmaları esnasında en çok ‘Neden tecvitle okuyoruz?’ sorusuna cevap arıyor. Çünkü tecvidin sonradan oluşturulmuş bir teknik olmadığını düşünüyor, kaynağını araştırıyor. Cebrail (as) tarafından Efendimiz’e (sas) öğretilmiş olmasından çok etkileniyor. Cebrail (as) Efendimiz’e talim ettirip tekrar tekrar okutuyor Kur’an’ı. “Tamam şimdi oldu” dediği zaman, tecvit talimi oluyor. Sonra Efendimiz tekrar okuyup Cebrail’in (as) onayını alıyor.  Nebiler Serveri ise daha sonra sahabelere okuyor. Gönül Hurmalı, okuma şeklinin gerçek mukabele olduğuna inanıyor. Bizim şimdilerde yaptığımız mukabeleleri iyice gözden geçirmemiz gerektiğini anlatıyor. Tecvit, mahreç ve talimle Kur’an okumanın insana yaşam sevinci verdiğini, bütün, stres, kaygı ve panik halini ortadan kaldırdığını düşünüyor.

 

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>