Hikmeti Kabuğunda Saklı!

 

Közlediğimiz, kızarttığımız, reçelinden salatasına varıncaya kadar her şeyini yaptığımız bir sebze patlıcan. Ama patlıcanı alacalı soyup suda beklettiğimiz günler geride kaldı. Meğer onu değerli yapan içindeki ve kabuğundaki acısıymış!

TUĞBA KAPLAN – 04 Ağustos 2012

Her evin mutfağında olmazsa olmaz bir sebze patlıcan. ‘Şeritler halinde soy, tuzlu suda beklet’ tavsiyesi bu sebzeyi pişirmeden önce yapılması gereken ilk şey. Fakat çoğu sebze ve meyvede olduğu gibi patlıcanın da hikmeti kabuğundaymış meğer. Kansere karşı önemli bir koruyucu görevi gören patlıcan, bu özelliğini kabuğundan ve içindeki acıdan alıyor. Hal böyle olunca acısı gitsin diye yaptığımız şeyler onun faydasını yok etmekten başka bir işe yaramıyor. Tam da bu noktada anlıyoruz, atalarımızın ‘Acı patlıcanı kırağı çalmaz’ sözünün boşuna olmadığını. Doğru bildiğimizin yanlışlara böylece bir yenisini daha ekliyor Uzman Dr. Fitoterapist Elif Güveloğlu. “Kansere Karşı Savunmasız Değilsin!” kitabıyla bitkisel ilaç biliminde başarılı bir çalışmaya imza atıyor Güveloğlu. Dünyadaki dört insandan birinin hayatının bir döneminde kansere yakalanması bu kitabı çıkarmasına vesile olmuş. Kitabın tedavinin yanı sıra korunmaya da ağırlık verdiğini söyleyen Güveloğlu, “Kanserden korunma, tedaviden çok daha kolay ve zahmetsiz. Üstelik ufak tefek beslenme değişiklikleriyle bunu yapmak mümkün.” diyor. ‘Aldığın ilaç besinin, besinin ilacın olsun!’ diyen Hipokrat’ın meşhur sözünden yola çıkarak, bu kitapta, besinleri ilaç edinmeyi öğretiyor. Ona göre biz gıdaları yalnızca doymak veya keyif almak için kullanıyoruz. Ancak fitoterapide (bitkisel ilaç bilimi) ‘fonksiyonel gıda’ olarak adlandırılan ve birçok ‘aktif madde’ içeren gıdalar mevcut.

Kitapta anlatılan bitkilerin çoğu, kocakarı ilaçları diye bildiğimiz bitkilerden oluşuyor. Bu noktada “Babaannelerimiz bu bitkilerin faydasını anlatırken çok da haksız değillermiş.” demekten kendimizi alamıyoruz. Hangi bitkiler kanser tedavisinde etkili ve doğru bildiğimiz yanlışlar arasında daha neler var, bir göz atalım.

Yabani koruyucu

Ulaşılması kadar toplanması da bir hayli zor olan yabani bir yaz meyvesi. Yapılan araştırmalar sonucunda böğürtlenden elde edilen ekstre, kanser kitlelerini küçültüyor. Yaşlanmayı da geciktiren bu meyve, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalma ile tetiklenen deri kanserinin oluşumunu engelliyor. Yaz mevsiminde yetişmesi tesadüf olmasa gerek.

Anne sütüne en yakın meyve

Sıcak yaz günlerinin bereketli ve serinlik veren meyvesi. “Kabuğu mu, çekirdeği mi yoksa siyah üzüm mü?” söylentilerini bir kenara bırakıp, geleneksel tıbbın vazgeçilmez ilacı olan üzümü tüketmekte fayda var. Kalp damar hastalıklarına, alzheimer’a ve kansere karşı güçlü olan üzüm, hücre ve dokuların paslanmasını da engelliyor. İçinde bol vitamin ve mineralin yanı sıra, çabuk kana karışan doğal meyve şekerlerinin olması, üzüme anne sütüne en yakın meyve olma özelliği yüklüyor.

Likopen deposu

Kanserle savaştığı düşünülen likopen maddesi, domateste bolca var. Mevsiminde sık sık tüketmek lazım, domates ne kadar kırmızı olursa o kadar faydalı demek. Kışın mahrum kalmaya da gerek yok ondan. Yazın alıp uygun şartlarda kurutmak ya da konserve yapmak ihtiyacı gidermeye yetebiliyor.

Kötü kokulu şifa

Ah şu kokusu olmasa ne güzel olur dediğimiz sarımsak, mutlaka yenilmesi gereken bir sebze. Orta çağda salgınlarda en önemli ilaç olarak kullanılırmış. Halk arasında tansiyon düşürmesi ve mikropları öldürmesiyle bilinse de daha önemli bir etkisi var, o da kanser hücrelerine karşı. Tümörleri engelleyici özelliği, DNA bozulmalarına karşı direnç göstermesi, meme kanseri hücrelerinin büyümesini önlemesi de faydaları arasında.

Haşmetli mucize

Kimine göre eşsiz bir tatlı, kimine göre ise leziz bir sebze balkabağı. Bu haşmetli sebze bir gün süslü bir arabaya dönüşmeyecek olsa da kansere karşı etkili bir koruma yöntemi. Amerika’da cadılar bayramının sembolü olsa da Amerika’nın keşfinden önce İslam âleminde bilinen ve tüketilen, hadislerde adı geçen bir nimet. Özellikle çiğ balkabağı suyu mide, bağırsak, prostat ve meme kanserlerine karşı koruyucu niteliğine sahip.

Ekşi deva

Sumağın aslında bir fıstık türü olduğunu biliyor muydunuz? Yemeklerimize, salatalarımıza lezzet katan, tadı damağımızda kalan bu baharat antepfıstığı ile aynı aileden geliyor. Toroslar’da doğal olarak yetişen ağacın kıpkırmızı meyvelerinin öğütülmesinden elde edilen sumak oldukça marifetli. Antioksidan, yaşlanmayı geciktirici, alzheimer’a karşı koruyucu, mikrop öldürücü özelliklerinin hepsini taşıyor.

[email protected]

 

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>