Hükümet olmak istiyoruz ama darbeyle değil

Hükümet olmak istiyoruz ama darbeyle değil

TUĞBA KAPLAN

3 Ağustos 2014, Pazar

Gezi Partisi kurulalı bir yıl oldu. Partinin Beyoğlu Teşkilatı üyelerinin Gezi Parkı’ndaki bir toplantılarına katıldık. Türkiye siyasetine alternatif olmaya çalışan oluşumda herkes lider. Parkta oturup Gezi Partisi’nin nasıl kurulduğunu, çalışmalarını, hedeflerini ve ülkedeki siyaset anlayışını konuştuk.

‘Gezi Partisi kuruldu’ haberlerini geçen yıl bu zamanlar çoğu insan duymuş olmalı. Her ne kadar akıllarda bir dernek, vakıf ya da sivil toplum kuruluşuymuş gibi kalsa da, teşkilatları ve üyeleri olan, bir lideri olmasa da, herkesin lider olduğu resmi ve siyasi bir parti aslında. Liderleri yok derken yanlış anlaşılmasın bir genel başkanları var. Ama o da partideki herkes gibi eşit haklara sahip. Partililer şimdilerde yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi, oyların sayılmaması ve çalınması gibi durumlara karşı hummalı bir çalışma içinde. Maksadımız bir Gezi güzellemesi yapmak değil, alternatif olmaya çalışan bir partinin nasıl kurulduğunu, neler yaptığını görmek. Bu niyetle, Beyoğlu İlçe Teşkilatı’nın Gezi Parkı’ndaki bir toplantısına katıldık. Gezi Partisi enerjisi yüksek çeşitli yaş ve meslek gruplarından insanlardan oluşuyor. Her biri Gezi ruhuna inanan, toplumun farklı kesimlerinden özgürlük, demokrasi, adalet ve insan hakları gibi konu ve ortak inançlar etrafında bir araya gelmiş. Onları parti kurmaya iten şey ise içinde bulunduğumuz sistemin sadece mecliste yer alarak ve iktidar olarak katılımcı bir anlayışla yeni bir anayasa ile düzeltilebilir olması. Bunu yapabilmek için başvurabilecekleri tek yasal yol ise siyasi parti olarak mecliste bulunmak. Bunun yanı sıra Gezi Parkı’nda ortaya çıkan dayanışma, onlara birilerinin sorunları çözmesinden medet ummanın doğru olmadığını, siyasi arenada kendilerini temsil etmenin gerekliliğini göstermiş. Toplantıya katılan isimlere, sunulan fikirlere, konulara yaklaşımlarına bakınca Gezi Partisi’nde tek bir renk olmadığı görülüyor. Tıpkı Gezi’deki gibi her görüşten, kesimden insan var. Mevcut partilerden ya da daha önce herhangi bir partiye üye olmamış kişilerden gelenler var. “İdeoloji saplantımız yok. Din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet ve ideoloji gibi farklılıkları, insani değerlerin önüne çıkarmayan, aksine özgürlük, demokrasi, insan hakları, adalet ve bağımsızlık gibi, tüm insanlığın ortak değerlerini, en kutsal değerler olarak benimseyen bir siyasi partiyiz.” diyorlar. Gezi Partisi’ni tıpkı Türkiye gibi, farklı kültürlerin, düşüncelerin bir arada bulunduğu, ‘Merkez Üstü’ bir partiye benzetiyorlar. Tek rakipleri ise çarpık siyasi yapı ve dolayısı ile onun ortaya çıkardığı sistem. Bu özellikleriyle ülke adına alternatif olmaya aday bir parti.

İktidara muhalif olan herkes ya paralel ya darbeci

Hedeflerinin iktidara gelmek olduğunu, bugün önerisi olmayan boş siyaset dilini değiştirmek istediklerini, merdivenleri ağır, sağlam ve iddialı adımlarla çıktıklarını söylüyorlar. Hedeflerinin iktidara gelmek olduğunu duyunca, o hafta Yenişafak’ın ‘Gezicilerin korkunç İstanbul Planı!’ haberini hatırlatarak iktidara haberde bahsedildiği gibi darbe yaparak mı geleceklerini soruyoruz. Tabii önce haber neydi ona bir bakalım. “Gezi olaylarıyla birlikte hükümeti devirebilmek için hemen her yolu deneyen ‘sağcı, solcu, ulusalcı, Kürtçü vb.’ gibi görüşlerin ortaya çıkardığı fikir koalisyonu Gezicilerin hükümete karşı yeni bir eylem planı için çalıştığı ortaya çıktı. Twitter’da bazı kullanıcılar ilginç bir örgütlenmeye gitti: İstanbul’un suyunu bitirelim.” Verdikleri cevaptan haberi ti’ye aldıkları görülüyor: “Yenişafak şeysi dediyse doğrudur. Hepimiz büyük süngerlerle göllere dalıp suyu bitireceğiz. Ne diyelim komik ve akıl dışı. Daha da vahimi Twitter’da buna inananların olması. İktidara karşı gelen, muhalif olan hatta muhalefete oy veren herkes ya paralel ya da darbeci. Hükümet olmak istiyoruz ama darbeyle değil, doğal yollarla.” Bu kadar iddialı olunca genel seçimlere girip girmeyeceklerini merak ediyoruz. Siyasi Partiler Kanunu’na göre seçimlere katılabilmeleri için illerin en az yarısında oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya TBMM’de grubu bulunması şartlarını hatırlatarak 2015 seçimlerine Gezi Partisi olarak girmeyi hedeflediklerini ancak bunun çok zor olduğunu söylüyorlar. Hele de hiçbir kurum, kuruluş ve lobiden destek almayan, sadece üyelerinin aidatları ve gönüllülerinin bağışlarıyla teşkilatlanmaya çalışan bir parti olunca, ilk etapta çok zor görünse de ranta dayalı bu sistem içerisinde temiz kalarak teşikatlanma çalışmalarına son hız devam ettiklerini belirtiyorlar. Bugünlerde İstanbul il teşkilatını kurmak üzere olduklarını öğreniyoruz. Seçim takviminin değişmesi ya da takvime yetişememe durumunda ise mecliste yer almak için bağımsız adayla ilerleme konusunu da değerlendiriyorlar.

Liderleri ‘ortak akıl’

Gezi Partisi’nin Türkiye siyasetine dair iddiası demokrasiye bir şans daha vermek için yeni bir soluk olmak. “Türkiye siyaset sistemi yanlış bir düzleme kurulu.” diyen parti, bugün insanları kutuplaştıran, nefrete sürükleyen, birlikte yaşam kültürünün kaybedilmesine neden olan sistemi değiştirmeyi hedefliyor. Başta bir liderleri yok demiştik. Bir genel başkanları var aslında: Müzisyen Cem Köksal. Ama bir lider anlayışları yok. Bunun başıboşluk olarak algılanabileceğini söylediğimizde, ‘Liderin olmaması sistemin olmadığı anlamına gelmiyor’ diyorlar. Liderin ‘dediğim dedik’ anlayışı değil de, ‘ortak akıl’ gerçek lider olarak benimseniyor. Kararlar katılımcı demokrasi anlayışı ile ‘azınlığın bilgeliği’ dedikleri, çoğunluğun aksine düşünen insanların görüşlerini de işin içine katılarak çoğulcu bir şekilde ortak akıl ile alınıyor. Her şeyi tek bir kişinin yapmasının ya da yapılması için talimat vermesinin, 21. yüzyıl modern dünyasında doğru ve yeterli olmadığı kanaatindeler.

Sadece çevre değil, toplumun bütün sorunlarıyla ilgileneceğiz

İnsanların Gezi Partisi’ni neden desteklemeleri gerektiği ise sorularımızdan bir diğeri. Onlara göre bugünkü kutuplaşma siyasetinden, davaları ve ideolojileri bayrakları haline getirip vatandaşı unutan partilerden, lider sultasından, hizmet yerine devletin ceberut yüzünü görmekten sıkılan; yaşam hakkını önceliği haline getirmiş, bireysel özgürlüklerin teminatı olan demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne, devletin tarafsız ve merkez üstü olarak evrensel değerlerle yönetilmesi gerektiğine inanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu kadim topraklarda gerçek katılımcı demokrasiye bir şans daha vermeleri için desteklemeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bu arada Gezi deyince akla artık park, ağaçlar ve çevreci bir eylem geldiğini, Gezi Partisi’nin de bu şekilde çevresel etkinlik ve projelerle anılıp Türkiye’nin Yeşiller Partisi mi olacağını soruyoruz. Gezi Partisi’nin, içinde bulunduğu toplumu ilgilendiren tüm konulara eğileceğini belirtiyorlar. Bunun da üyeleri ve üyesi olmayanların, tüm toplumun fikirlerinin bir potada eritilmesiyle olacağı inancındalar. Gezi Partisi, ülkede yönetim şeklinin değişmesini hedefliyor. Artık toplumdan kaçırırcasına ağaçların kesilmesini istemedikleri gibi kaldırımların da neden her sene yenilendiğini bilmek istiyorlar. Bir mahalleye kaldırım yapmaktansa “Sizin mahallenizin ne ihtiyacı var?” diye sorup, parayı bu ihtiyaçlara harcamak gerektiğini düşünüyorlar.

Ortak meydandan halk sandalyesine her şey burada

Projelerini ikiye ayırıyorlar: Parti işleyişinde yararı olacak olan projeler ve toplumsal projeler. Toplumsal projeler, parti isminin öne alınmadığı ama parti üyeleri ve gönüllü katılımcılar tarafından başlatılan veya parti tarafından desteklenen projeler. Bu projelere ya da çalışmalara örnek olarak; Soma için kitap ve oyuncak toplanması, Galata Kulesi’nin ranta açılmasına karşı imza kampanyası, Phaselis’in korunması kampanyasını örnek gösteriyorlar. Bunun dışında parti işleyişi için faydalandıkları OrtakMeydan.com gibi bir sosyal ağ kurmak, kendinitemsilet.com adresinden bireysel temsiliyeti ve katılımcı demokrasiyi öne çıkartan projeleri var. Bunların yanında Türkiye’de temsile ve siyasete bakış açısını değiştirecek bir projeleri var. O da ‘halk sandalyesi’. Halk sandalyesi ile mecliste yapılan oylamaya doğrudan halkın müdahale etmesini hedefliyorlar. 551. sandalye dedikleri bu projede amaç mecliste konuşulan konuların halka açılması ve halkın yönetime doğrudan mesajını iletebilmesi. Örneğin tüm partiler milletvekili maaşına zam yapılması konusunda uzlaşıyorsa halk da fikrini söyleyebilmeli.

Vatandaşın oyunu korumak tüm partilerin işi

Mücadele ettikleri SEÇSİS uygulamasındaki problemleri anlatıyorlar. SEÇSİS sistemi internete kapalı bir ağ olsa da, verilerin doğru girilip girilmediği güvenlik altında olsun diye uluslararası sertifikasyona tabi olması gerekiyor. Bu sertifikasyonun olmadığını bizzat UYAP’tan öğrenmişler. “Türkiye’de birçok şey adil değil ama en adaletsiz olan bizce bu. Hangi parti iktidarda olursa olsun bu durumun acilen düzeltilmesi gerekir.” diyen Gezi Partisi, bu sistemin 2004’ten bugüne böyle geldiğini söylüyor. Bunun üzerine binlerce sayfa okuyarak devlete ait çoğu verinin (TÜİK’in adrese dayalı nüfus hareketleri gibi) garip durumda olduğunu görmüşler.Hepsini toparlayıp 35 sayfalık bir rapor halinde 6 Nisan 2014’te YSK’ya başvurulmuş. 5 gün sonra baştan savma bir cevap gelmiş. 3 Temmuz’da çözüm önerileriyle birlikte tekrar YSK’ya başvurmuşlar. Mesela Maliye Bakanlığı’nın e-fatura uygulamasında kullandığı gibi KamuSM sisteminin bir benzerini (o sistemde 1 kuruş bile kaybolmuyor) neden SEÇSİS’in kullanmadığını sormuşlar. Zira bu yapılırsa 1 oy bile kaybolmayacak. Hasta da yaşlı da olsa gidip oy kullanan vatandaşın oylarını korumanın hükümetin görevi olduğunu belirtiyorlar. Doğru sistemle bir yerden oy atıldığında sonuca yansıyacağı için kimsenin sandık başında beklemesine gerek kalmayacağını söylüyorlar.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>