Son yıllarda hastanelerin doğum hediyesi olarak gönderilen çiçekleri odalara almaması girişimcileri harekete geçirmiş durumda. Bez pastası da bu girişimcilik ruhunun bir ürünü. Pastanın içinde neler yok ki; bebek bezi, biberon, emzik, çorap, pantolon…
TUĞBA KAPLAN – 25 Ağustos 2012
İki üç katlı bir yaş pasta düşünün. Ama bu pasta ne çikolatalı ne de meyveli olsun. Üstelik öyle krokan parçacıkları falan da hayal etmeyin. Çünkü bu pasta bildiklerinizdenfarklı. Bebek bezlerinden oluşan iki katlı, emziğin, bebek patiğinin, biberonun, tulumun olduğu bir pasta. “Bezden pasta mı olur canım?” demeyin. Çünkü iki girişimci İbrahim ve Halil Yazıcı kardeşler yapmış ve olmuş. Hatta ‘bez pastası.com’ isimli, yeni çocuk sahibi olmuş ailelere, klasik hediyelere alternatif bir hediye arayışında olan kullanıcılara hizmet vermeyi amaçlayan bir internet siteleri bile var.
Bu fikrin çıkış noktası ise aslında çoğumuzun yaşadığı bir problem. İstanbul Üniversitesi İİBF İşletme mezunu olan İbrahim Yazıcı ve Marmara Üniversitesi İşletme öğrencisi Halil Yazıcı bu fikrin tamamen ihtiyaçtan ortaya çıktığını anlatıyor. İbrahim Yazıcı her ne kadar yıllardır aile çevresinden gelen “Sen büyük adam olacaksın.” isteğine İstanbul Siyasal’ı kazanarak yaklaşmış olsa da bez pastası işine girince babasının “Hani kaymakam olacaktın” tepkisine maruz kaldığını söylüyor.
“Yeni çocuk sahibi bir arkadaşımıza tebrik için çiçek göndermek istediğimizde odaya çiçek kabul edilmediğini öğrendik. Her şey o gün başladı.” diyorlar. Alternatif bir şeyler ararken, ‘bez pastası’yla karşılaşmışlar. Çiçek kadar zarif ama daha kullanışlı. Ürünü gördükleri siteden almak istemişler ama ne mümkün. Daha çok hobi olarak kurulmuş amatör bir blog. Bunun üzerine o gün girişimci ruhları harekete geçiyor. “Hastaneler çiçekleri odalara almıyorsa, bizim gibi farklı hediye göndermek isteyenler olacaksa, bu sektöre bir kahraman lazım.” iç sesi bez pastası sitesini kurma fikri olarak dış sese dönüşüyor.
Kurdeleler İngiltere’den…
Bu doğrultuda ilk olarak web sitelerini ziyaretçilerin kolaylıkla kullanabileceği şekilde tasarladıklarını söylüyor Yazıcı kardeşler. Ürünleri farklılaştırmak adına İngiltere’den kurdele sipariş edip ürün tasarımlarında bu kurdeleleri kullanmışlar. Zira Türkiye’de çok fazla çeşitlilik olmadığı için, klişe tasarımlar ve ürünler satmak istememişler. Tasarımını öğrendikten sonra bütün pastaları kendisi yapmaya başlayan İbrahim Yazıcı, “Bu süreçte bebekler hakkında her şeyi öğrendik. Hangi bebek bezi daha iyi, hangi emzik biberon daha kullanışlı biliyoruz.” diye anlatıyor. Bez pastalarının içinde bez dışında, biberon, alıştırma emziği, çorap ve pantolon da var. Mesela cam biberon isteyenler olduğu zaman isteğe göre pastayı hazırlıyorlar. Bu arada fanatik aileleri de unutmamışlar. Onlar için bebeklere uygun taraftar formasının olduğu pastalar hazırlanıyor. “Kaç günde gelir, ne kadar kargo ücreti ödemeliyim, nasıl ödeme yapabilirim?” sorularına en kolay çözümleri üreten iki kardeş, “İstanbul içi aynı gün teslim. Türkiye’nin her yerine en geç 3 günde teslim ve tüm teslimatlar da kargo ücretsiz sloganıyla yola çıktık.” diyorlar. Bugüne kadar Adana, Ankara, Antalya ve Konya’ya da bez pastasından göndermişler.
Çiçekçilere de vermeyi düşünüyoruz
Siteyi kurduktan sonra reklam vermek istedikleri bazı kadın-aile-sağlık siteleri yüklü meblağlar istemiş. Bez pastası logosunun bir sitede bir gün durması için 2 bin lira ödemeleri gerekiyormuş. “Annemden aldığımız 2 altın ve burslar bitince, paramız suyunu çekti. Reklam veremedik.” diyen Halil Yazıcı en uygun ve en etkili reklam için düşünürken, Twitter ve Facebook gibi sosyal medya araçlarıyla reklam vermeye başladığını anlatıyor. İlk işi bez pastası sitesine hesap açmak olmuş. Sonrasında Facebook ve Twitter’daki reklam ve kampanyalarla ürünün bilinirliğini ve satışı artmış. Kısacası işi profesyonel hale getirmek epey zamanlarını almış. Ama 5 ayda kat ettikleri mesafeden ve ilgiden şimdilik memnunlar. Ayrıca çiçekçilerin işini engellediklerini de düşünmüyorlar. Aksine işi daha da büyütmeyi planlayan Yazıcı kardeşler ileride çiçekçilere de ürünü vermeyi düşünüyor.”
