İstanbul’da Kasım 2003’te eşzamanlı meydana gelen Neva Şalom ve Beth Israel sinagogları, HSBC ve İngiltere Büyükelçiliği’ne yönelik bombalı saldırıların üzerinden yedi yıl geçti.
TUĞBA KAPLAN – 21 Kasım 2010
Saldırıda yaralananlar, o anın şokunu hâlâ atabilmiş değil. İbrahim Özger saldırıların mağdurlarından. Sinagog saldırılarında baş ve sırt kısmından yaralanan Özger, saldırıları gerçekleştirenleri ‘içimizdeki dış güçler’ diyerek tanımlıyor. Özger, “Ergenekon ve Balyoz gibi son yılların gündemine oturan, ülkeyi içten yıkmaya çalışan yapılanma ve iddialar ortaya çıkınca, bugüne kadar yaşadığımız olayların iç yüzünü görür olduk. Ülkemiz ne zaman şaha kalkacak, iyi bir adım atacak olsa, bir yerlerde ya bir patlama ya da bir eylem ile düğmeye basılıyor.” diyor.
Sinagog saldırısında evi yıkılan ve olaydan 5 gün sonra da İngiltere Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıda sağ gözünü kaybeden Zafer Yaşılak ise patlamadan sonra yaşamını protez gözlerle sürdürmeye çalışıyor. Yaşılak, “Sol gözüme baskı yaptığı için sağ gözümü çıkardılar. Bir yıl boyunca çalışamadım. Hiç dışarı çıkmadan ve hep karanlıkta yaşadım. Bir yıl sonra protez taktılar. Bana ait olmayan ve sevdiklerimi göstermeyen cam bir gözle hayata bakmak kadar daha acı bir şey olamaz. Ayrıca patlamada elimin tendon bağlarının kopması acımı daha da artırdı.” ifadelerini kullanıyor. Saldırının cuntanın hazırladığı Balyoz darbe planında yer aldığını hatırlatan Yaşılak, “Hayatın içindeyiz ve az çok okuyup görüyoruz. Kimse milleti aptal yerine koymasın. İddialar, planlar, daha gizli saklı neler neler var bizim bilmediğimiz. Bunların hepsinin üzerine gidilmeli. Her yerde olduğu gibi şüphesiz askerin içinde de çürük elmalar var.” diyor.
Zafer Yaşılak, olaydan sonra evlenip bir kız çocuğu sahibi olmuş. Ancak hâlâ kalabalık yerlere gidemediğini anlatıyor: “Yine aynı şeyler olur korkusuyla, kızımla kalabalık yerlere gitmiyorum.”
