Soyadını çocuğa kim verecek?

Soyadını çocuğa kim verecek?

TUĞBA KAPLAN

19 Nisan 2014, Cumartesi

Bu kez sorun çocuğa hangi ismin verileceği değil, boşanan kadının çocuğuna kendi soyadını vermek istemesi. Yasal olarak velayeti elinde olan anne, talep ederse çocuğuna soyadını verebiliyor. Her geçen gün yaygınlaşan bu mevzunun, dinî olarak ne gibi açmazları var? Çocuğun psikolojisini nasıl etkiliyor? İşin ehillerine ve annelerin sesine kulak verdik.

Kısa vadede çözüm olarak görülen boşanmayla birlikte taraflar bütün sorunların biteceğini düşünür çoğu zaman. Oysa özellikle çocuğu olduğu halde boşananları bir yığın sorun bekliyor. Velayet, nafaka, ziyaret derken şimdilerde buna bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz yıl, Anayasa Mahkemesi velayet hakkı sahibi annelere, mahkemeye başvurarak çocuklarına kendi soyadlarını verme yolunu açtı. Bunun üzerine velayeti kendisinde olan anneler, sıraya girdi. Gerekçeleri, resmî işlemlerde yaşanan zorluklar ve her şeyden önce çocuğun psikolojisiydi. Bunlara kadının ayrıldığı eşiyle hiçbir bağının kalmama isteğini ya da bir ‘intikam duygusu’ ile hareket ettiğini ekleyenler de var. Gelin görün ki, soyadı değişikliği, enine boyuna düşünülmesi gereken bir mevzu. Bilge Kadın Araştırmaları Merkezi’nin (BİLKA) hazırladığı “Kadının ve Çocuğun Soyadı Raporu (2014)” bu konunun kadının tek başına alabileceği bir karar olmadığını gösteriyor. BİLKA, raporunda bu kararı sorgulayan bazı noktalara değiniyor. Mesela çocuğuna kendi soyadını veren kadın tekrar evlenip, yeni eşinin soyadını aldığında çocuğun soyadı annenin kızlık soyadı olarak kalmaya devam mı edecek yoksa evlenen annenin ikinci eşinin soyadını mı alacak? Birden fazla çocuk varsa ve velayet her iki tarafa verildiyse kardeşlerin soyisimleri farklı mı olacak? Cevap bekleyen bu sorulara rağmen çocuğunun soyadını değiştiren anneler var. Bunun yanı sıra Yargıtay engeline takılanlar da oldu. İstanbul’da Hülya G. isimli bir annenin soyadını çocuğunun kullanmasına mahkeme izin verirken, bu karara nüfus müdürlüğü itiraz etti, konu Yargıtay’a taşındı. Yargıtay annenin bu talebini haksız bulup, yerel mahkemenin aldığı kararı da bozdu. Hal böyle olunca boşandıktan sonra velayeti alan ve çocuğuna kendi soyadını vermek isteyen ya da veremeyen kadın problemi ortaya çıktı. Meselenin tek taraflı olmaktan çıkıp hem hukukî, hem dinî hem de psikolojik yönüyle ele alınıp tartışmaya açılması gerektiği aşikâr. Bu konu üzerine çalışan uzman isimlerin yanı sıra annelerin sesine kulak verelim istedik.

Çocuk, babanın nesebi üzeredir

Sabriye Bahtiyaroğlu (İlahiyatçı): Ahzab Sûresi 5. ayeti ve Bakara Sûresi 233. ayetilerinde çocuğun nesebinin babaya ait olduğu açıkça beyan ediliyor. “Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nispet ederek çağırın, bu Allah katında daha adildir. Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda ise bir sakınca yoktur. Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek yaptıklarınızda vebal vardır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzab, 5) Allah’ın yasak kıldığı bir şey üzerine yorum yapılmaz, çocuk babanın nesebi üzeredir, ayet gayet açıktır. Çocuğun geldiği soyun nasıl olduğunu ancak bu şekilde öğrenebiliriz. Annenin soyadını alan çocuk, babanın soyunu nasıl bilebilir? Nesep nasıl ve kimden devam edecek? Aslında bu, neslin bozulmasına sebep olan bir durum. Kütüğünü, soyunu bilmeyen kardeşler veya sütten dolayı mahremiyetleri kalkan cinsler ileriki yaşlarda birbirleriyle evlenebilir. Bunun vebalini kim yüklenecek? Şu an bu söylediklerim saçma gelebilir ama bundan 20 sene sonra birbirlerini tanımayan iki kardeşin bilmeden evlenmesi gibi bir durum ortaya çıkabilir. Peygamber Efendimiz’in “Çocuk yatak sahibine aittir.” sözünden boşanmış veya boşanmamış hiç fark etmez çocuğun, ancak ve ancak babanın soyismini alabileceğini anlıyoruz. Evlilik dışı çocuklarda ise eğer babaları biliniyorsa, babanın soyismini almak zorunda. Ama bir kadın doğan çocuğun babasını bilmiyorsa, babadan veya ailesinden gelebilecek bir tehlike söz konusu ise yani can korkusu varsa ancak annenin soyadını alabilir. Bunun dışında durum ne olursa olsun asla annenin soyismini kullanamaz.

‘Soyadın neden annenle aynı değil?’

Gökçe T. (Anne): Boşanalı 3 yıl oldu ve oğlumun velayeti bana verildi. Geçen yıl oğlum ilkokula başladı. Resmî kurumlarda sürekli problem yaşıyorduk, okula başlamasıyla beraber sorunlarımız iki katına çıktı. Önce devlet dairelerinde prosedür problemleri, daha sonra ise çocuğumun psikolojisini olumsuz etkileyen durumlar. Arkadaşlarının “Soyadın neden annenle aynı değil?” sorusu oğlumu etkilemeye başladı. Görünene göre babasının velayeti tekrar alma gibi bir talebi yok, kendine yeni bir hayat kurdu. Bu sebeple ben de benimle yaşayan oğluma kendi soyadımı vermek istiyorum.

Anne kendini değil çocuğunu düşünmeli

Av. Demet Bozoğlu: Annenin velayet hakkı sahibi olarak müşterek çocuğun yararına karar vermesi, kendisine hukuken tanınan bu hakkı suiistimal etmemesi çok önemli. Annenin, soy bağı gibi hassas bir konuda, kendisini değil çocuğunun geleceğini düşünmesi gerektiğini ve bu anlamda her ne kadar mahkeme safhasında hâkim tarafından rapor alınacak dahi olsa, dava açmadan önce uzman bir pedagogdan fikir alınması gerektiğini, çocuğun sosyal ve psikolojik gelişimi zorunlu kılmadığı müddetçe bu yola başvurmaması gerektiğini düşünüyorum.

Çocuğum ileride kendisi karar versin

Zeynep S. (Anne): Eşimden 1 yıl önce ayrıldım ve kızımın velayeti bana verildi. Beş yaşındaki kızım 2,5-3 yaşından bu yana kendisini Elif G. olarak tanıyor. Birçok yere bu şekilde kaydı yapıldı. İlk başlarda çok düşündüm kendi soyadımı vermeyi, sonra bunun yanlış olduğunu anladım. Sırf velayet bana bırakıldı diye çocuğumun kişiliğinin önemli bir kısmını nasıl değiştirme hakkına sahip olabilirdim? Kaldı ki, velayet hükmü kesin hüküm değil, şartların değişmesi durumunda yeniden ele alınabilir. Böyle bir durumda velayeti geri alan babası tekrar dava açıp ‘Artık çocuk benim soyadımı taşımalı mı’ diyecek? Ayrıca ben tekrar evlenirsem ne olacak? Netice itibarıyla, soyadını seçme hakkının o çocuğa ait olduğunu düşünüyorum. Çocuk akıl baliğ oluncaya kadar doğumdan itibaren kullandığı soyadını kullansın ama bunların kendisine zarar verdiğini düşünüyorsa, sonuçlarına da kendisi katlanarak, dava açmadan bir dilekçe ile istediği değişikliği yapabilmeli.

Kardeş evliliğini engelleyici bir sistem yok

Av. Vildan Eryılmaz: Türk hukuk sisteminde çocuğun doğrudan annenin soyadını alabileceğine ilişkin yasal bir düzenleme yok. Çocuğun annenin soyadını taşıması, annenin talebi ile mümkün. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı nesep karışıklıklarına, soy bağının takip edilmesinin imkânsızlaşmasına, velayeti annede olan çocuk ile velayeti babada olan çocukların soyadlarının farklı olmasına sebep olabilir. Anne yeni bir evlilik yaptığında hem kendi soyadı değişecek hem de çocuğun soyadı değişecek. Anne ikinci kez evlendiğinde soyadı değişecek, fakat çocuk annesinin soyadını kullanmaya devam edecek. AYM’nin söz konusu iptal kararı nedeniyle ileride yapılacak kardeş evliliğini engelleyici bir sistem yok. Çocuk reşit olana kadar babasının soyismini kullanmalı. Reşit olduktan sonra kendi iradesi ile farklı bir soyadı seçebilir. Çocuğun annesinin soyadını taşıması ise babanın çocuğa karşı olan nafaka yükümlülüğünü etkilemeyecek.

Babanın soyadını taşımak çocuk için bir nevi çatıdır

Psikolog BurCu Toluç: Soyadı konusu sadece hukuki bir konu değil, olayın sosyolojik ve psikolojik yönleri de var. Çocuğun babanın soyadını alması, babanın soyunu takip etmesini ifade eder. Ve bu durum çocuğa net bir yol, huzurlu bir istikamet niteliği taşır. Çocuklarda güven ihtiyacı fazladır, babanın soyadını taşımak onlar için bir nevi çatı anlamı teşkil eder. Kadının tekrar evlenip ayrılması, soyadı durumundaki farklılık göz önünde bulundurulursa çocuğun minik dünyasında büyük karmaşaya sebep olacak. Boşandıktan sonra kadının velayeti altındaki çocuğuna soyadını vermesi, tekrar evlendiğinde diğer çocuklarına soyadını vermesi ya da ayrı ayrı velayet sahibi olunması çocuklar açısından vahim bir tablo sergileyecek. Böyle bir durumda birden fazla evlilikten söz edersek, çocuk ya kardeşleriyle farklı soyadı taşıyacak ya da dedesinin soyadını taşımaya mahkûm olacak. Bu durum, çocuğun bocalamasına ve travmatik sorunlara neden olacak.

Annesiyle aynı soyadını taşıması, çocuğun yararına

Dr. Nazan Moroğlu (Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi): Boşanmalarda velayet anneye verilmişse annenin çocuğunun soyadını değiştirme hakkı olmalı. Soyadı, kişilik hakkı olarak çocuğa da kadına da eşit olarak kullanma hakkı veren bir hukukî kavramdır. Boşanma sonrası velayet anneye verilmişse çocuk ile anne arasında soyadı farklılığının giderilmesi önemli. Velayet annede ise çocuk anneyle birlikte hareket ediyor, dolayısıyla annesiyle aynı soyadını taşıması çocuğun yararınadır. Mesela Almanya’da evlenen bir çiftin istemeleri halinde kendi soyadlarını kullanabildiklerini, doğan çocuğa kimin soyadının verileceğine ise eşlerin birlikte karar vermesi yönünde düzenleme var. Çift karar vermediği takdirde çocuğa kimin soyadı vereceğine, aile mahkemesi karar veriyor. Hatta Alman Medeni Kanunu’nda eğer doğan ilk çocuğa annenin soyadı verilmişse bundan sonra doğan çocuklara da aynı soyadı verilir hükmü bulunuyor.

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>