Bir Frekans Aç, Tematik Olsun

 

Kitle iletişim araçları denince aklımıza telefon, televizyon ve son yıllarda atağa geçen internet gelse de radyo hala bu liste içerisinde yerini koruyor. Zira her ne kadar icadı büyük heyecanlara sebep olsa da, teknolojinin gelişmesine ve getirdiği yenilikler neticesinde radyonun pabucu dama atıldı. Bir zamanlar adeta konuşan bir insan olan radyonun sesi soluğu çıkmaz oldu. Bazıları kapandı, bazıları da amacını yitirip sadece müzik kutusu şeklini aldı.

TUĞBA KAPLAN – YENİ BAHAR DERGİSİ | 09 Şubat 2012

Gün oldu devran döndü, bırakın sadece müziğe yer vermeyi artık belli konu başlıklarına özel radyolar bile dinleyici bulabilecek hale geldi. Hatta televizyon kanallarında başlayan tematikleşme eğilimi radyo frekanslarında da görülmeye başlandı. İşte Samanyolu Yayın Grubu’nun da bünyesinde bulunan Burç FM, Dünya Radyo, Radyo Mehtap ve Samanyolu Haber Radyo  ile dinleyicilerine çeşitli pencereler açmaya başlamasının altında yatan faktör bu. Kanalların dördünün ortak özelliği ise sadece tematik olması değil, aynı zamanda dinleyicilerine istediği programı izleme fırsatı sunması. Biz de bu imkândan faydalandık ve bu genç radyoların genel yayın yönetmenleri ile görüşmek, yani işi ehline sormak için program stüdyolarına konuk olduk. İlk olarak Samanyolu Radyolar Genel Yayın Yönetmeni Kemal Gülen’le yayın grubu bünyesinde bulunan Burç FM, Samanyolu Haber Radyo ve Radyo Mehtap hakkında konuştuk.

   Kemal Gülen’in radyoculuk deyince ilk altını çizdiği mesele Türkiye’de Türkçe bilen herkese ulaşma amacı ve insanların öncelikle neye ihtiyaçları varsa onunla ilgili yayın yapabilmek. Sadece radyoculuk yapmak için değil, faydalı bir iş yapmak için bu mesleği icra eden yayın ekibi oluşturma gayretini taşıyor. Böylece insanlar radyoda aradıkları farklı tatları bulma imkânına kavuşuyor. Gülen’e göre bir programı sunan kişiden, yayınlanan müziğin kalitesine varıncaya kadar önemsenmesi gereken bir sürece sahip radyoculuk. Çünkü laubali sunucular ya da insanın ruh dünyasını ifade etmeyen müziklerin tesiri altında kalmak ise dinleyici için büyük tehlike. Bu sebeple tecrübeli, örf, adet ve ananevi değerlere dikkat edecek isimlerden oluşan bir ekiple çalışmak şart.Yine de tüm bu etik değerler taşınsa bile teknolojinin sunduğu imkânların radyo yayıncılığına  avantaj ve dezavantaj getirdiği yadsınamaz bir gerçek.

  Teknolojinin gelişmesi her ne kadar radyonun eski itibarını yitirmesine sebep olsa da, görünen o ki bugün kullanılan aygıtlar yeni nesil radyoculuğun önünü açıyor. Özellikle IPhone, android telefonlar, IPad ve arabalardaki radyo çalar cihazları bu ilerlemeye destek oluyor. “Arabada, yolda artık rahatlıkla radyo dinlenebiliyor. Radyo, internet ve cep telefonlarıyla daha rahat ulaşılabilir bir mecra haline geldi.” diyen Gülen’e göre, insanların yüzde 65’inden fazlasının gün içerisinde ama az ama çok bir şekilde radyo ile diyalogu var. Bu sebeple hem müzik, hem haber, hem de sohbeti radyodan dinleyebiliyor. Kemal Gülen, radyo yayıncılığında bölünerek çoğalabilen ve nokta atış yapabilen radyoların artacağını ileri sürüyor. Çünkü dinleyici genel bir kanalı açmıyor, neyi dinlemek istiyorsa onu özel olarak tercih ediyor. Bu şekilde radyo ve televizyonlarda tematik yayıncılık yaygı hale geliyor.

Radyoculukta sadık dinleyici yakalamak zor

  Her ne kadar tematik yayıncılık yaygınlaşmış olsa da radyo deyince ilk akla gelenin müzik olduğu aşikar. Bu sebeple bir zamanlar gençlere yönelik müzik programları ile dikkat çeken Dünya Radyo ismini kuşkusuz hepimiz duyduk. Şimdilerde bu radyonun frekanslarından Radyo Mehtap yayın yapsa da karasal yayıncılığı sona eren Dünya Radyo internet üzerinden müzik yayınlarını devam ettiriyor. Bu özelliğiyle sadece internetten yayın yapan radyo unvanını alıyor. Her yönüyle tematik bir kültür radyosu olan Radyo Mehtap ise bir ideal üzerine kuruluyor. Radyo Mehtap’ın genel yayın yönetmeni Mesut Baran bu değişikliği ve yayın amacını şöyle anlatıyor:  “ İlk yayına başlarken dinimizi iyi bilemediğimiz, bazı hassas olmamız gereken noktalarda hassas olamadığımız düşündük. Önce bunları tekrar yeşertecek, dini bilgi anlamında eksiklikleri giderecek, rehber olacak bir radyo yayıncılığı ile yolumuza devam edelim fikri ile yola çıktık.” Bu sözlere bakılınca değişiklik sebebini anlamak hiç de zor olmuyor. Ayrıca yeni bir radyo kurmak da sanıldığı kadar zor bir iş gibi görünmüyor. Ama bu kadar çabuk tüketilen bir mesleğin farklı noktalarda zorlukları da yok değil. Mesut Baran mesleğin en büyük zorluğunun sadık kitleyi oluşturmak ve insanları tutabilmek olduğunu düşünüyor. Ona göre, radyolar insanların bir parmağının ucunda. Tahammül sınırlarını aşarak yapılan yayın hatalarını insanlar kabul etmiyor, hemen kanal değiştiriyor. Hatta o tahammül sınırı o kadar dar ki, bir insan sanat müziğini dinlemeyi tercih ediyorsa, ve zevkine hitap eden parçanın hemen ardından alakasız bir pop şarkısı yayınlanıyorsa radyoyu sevse de acımadan değiştiriyor. İnsanların artık karışık renkleri değil de, tek bir rengi görmek istemesi  tematikleşmeyi giderek artırıyor. Tematik yayıncılık bu yönüyle, kaliteyi ve seçiciliği doğru bir istikamete yönlendiriyor. İnsanlar frekanslar arası çok fazla yolculuk yapmak zorunda kalmıyor. Haber, spor, sohbet, kültür ve müziğe yönelik kanalları ayrı ayrı belirleme fırsatına sahip oluyor.
 
‘Radyo sadece konuşan değil, dinlendiren bir araç’

220 merkezde 18 yıldır yayın yapan Burç FM  ise bir kültür radyosu. Gerçekten de içeriğinde sanat, müzik, edebiyat, tasavvuf, ilim ve nispeten siyasi tartışmaların olduğu elliye yakın program var. Daha çok her meseleye kültür odaklı bakan bu radyoda arada dinleyiciyi soluklandırmak için müzikler de veriliyor. Kemal Gülen, radyonun konuşan bir cihaz dışında aynı zaman da dinlendiren de bir araç olduğunu düşündükleri için türkü ve şarkıların sayısını biraz daha arttırdıklarını anlatıyor: “Seçilen güzel müziklerin güzel sohbetler kadar insanların kendini dinlendirip rahatlatacağını düşünüyorum. Burç FM o ağır abi modundan bir şey kaybetmedi sadece daha farklı bir renge boyandı.” Bu sebeple ruha ilhamlar üfleyen şarkı ve kasidelerin harmanlandığı ve de insanın ruhuna dinginlik veren, dünya kültürünün bilinmesini katkıda bulunan iki ayrı program da yayın takviminde yer alıyor. Efendimiz’in Hayat-ı Seniyyeleri, Kültür Atlası, İrfan Sığıntıları, Bezm-i Cihan, Çocuk Deyip Geçmeyin ve köşe yazıları okuma programlarıyla 18 yıllık yayın hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Özel radyo tiyatrosu ekibiyle Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatını konu alan, hem anlatımın hem de diyalogların olduğu oyunlar yapmak, çocuklara şimdiden peygamber sevgisini aşılama amacı güden programlar ise Burç FM’de yakın zamanda dinlenebilecek.
 
Haber radyoculuğunda dinamik, interaktif dönem

Her insan gündemi haberi şüphesiz hızlı doğru güvenilir ve tarafsız yayınlar yapan kurumlar tarafından öğrenmek ister. Ülkemizde ilk yıllarda Samanyolu Haber kanalıyla paralel yayın yapan Samanyolu Haber Radyo’nun bu hızlılığı ve güvenilirliği, şimdilerde kendi kulvarının en iyisi olma yolunda ilerlettiğini görüyoruz. Zira SHaber Radyo genel yayın yönetmeni Osman Çalık televizyondan farklı olarak daha çok radyo dilini ön plana çıkarmaya çalışıyor. Müstakil bir radyo olma özelliğini taşıyan kanal, haber formatından ayrılmadan, birbirinden farklı içeriklerle yayın hayatına devam ediyor. Canlı ve yerinde mobil yayınlar yapılıyor. Gelecek dönem hedeflerinden bahseden Çalık, ekibiyle birlikte yarım saatlik aralarla ekonomiden dış politikaya, gündemden spora siyasete kadar birçok alana dair haberleri güncelleyerek dinleyenlere radyo diliyle aktarmayı planlıyor. Çünkü hedefte dinamik, interaktif radyoculuk yapmak var. Nitekim “Türkiye’nin entelektüelleri Samanyolu Haber radyoda buluşuyor” sloganıyla aydınları bir araya getirmeye çabası da bunun bir göstergesi.

  Samanyolu Radyo grubunun şimdilik yaptıkları bu kadar. Ama ileride sadece çocuklara, ev kadınlarına hitap eden programların olduğu radyolar kurulması planlanıyor. Bir şeyler hep uzun uzun anlatıldığı için, insanların daha kolay anlayabileceği tarz ve içerikte yayıncılık anlayışı geliştiriliyor. ‘Fethullah Gülen Hoca efendi’yi hiç böyle dinlemediniz.’ Başlığıyla çok farklı bir sohbet programı hazırlanıyor. Yurt dışına açılan ve bulunan ülkelerin dilinde radyo programları yapma fikri ise dua mahiyetinde kayıtlara geçiyor.

[email protected]

Tuğba Kaplan

Gazeteci/ Aksiyon Dergisi Politika, Sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya ve kültür dünyasından ünlü isimlerle gündemle ilgili aktüel röportajlar yapmaktadır. Ayrıca gündeme dair konuları farklı yönleriyle ele alan dosyalar hazırlamaktadır.

You may also like...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>